Irkçı ayrılıkçı terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlar artık her türlü sonuçları vermeye başladı. Teröristlerin enterne edilip ortadan kaldırılması ve malzemeleri ile mühimmatlarına el konulması süreçlerinin ardından, artık örgütün top yekün imhası aşamasına gelindi. Önceki gece Genelkurmay'dan yapılan açıklamalarla dünya-alem görüp anladı ki, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin öldürücü yumruğundan kurtuluş yok. İnsan sevgisi ve merhamet hisleriyle dolu Türk Milleti'nin inanç ve değerleriyle mücehhez olduğundan Peygamber Ocağı diye de anılan TSK'nın ne derece sabrettiğini de artık herkes kavradı.
Orduhepbeklediama... Zaman zaman, varlığını bile tartıştıracak kadar sabırlı ve müsamahakar davranıp, en azından pişmanlık şansını ırkçı ayrılıkçılardan esirgemeyen Mehmetçik, bu şekilde dünyadaki diğer "ordu"lardan farkını da yansıttı. 2'şer, 3'er, 5'er verilen şehitlere ve "Ne duruyorsunuz; bu PKK'yı ortadan kaldıramıyor muyuz? Şehitlerin kanları yerde mi kalacak!" seslenişlerine rağmen tahrik olmayıp hep barışçıl davrandı. Hak ve özgürlük yalanlarıyla kandırılıp devlete ve millete silah çekenlerin akıllarının başlarına geleceğini umutla bekledi. Herkesin eşit hakka sahip olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapusunda aldatılmış, kandırılmış veya insanlıktan çıkarılıp ölüm makinesine dönüştürülmüş katillerin payının da bulunduğu gözardı edilmedi.
PKKveişbirlikçilerianlamadı Bunca sükunet, sabır, hoşgörü ve beklentiye, ayrıca iyi niyetli tüm yaklaşımlara rağmen hem ırkçı ayrılıkçılar hem de destekçi ve işbirlikçileri uyanamadılar. Bilakis, her geçen gün daha azgınlaşıp daha şımardılar. Her saldırı, her eylem ve her kahpelikte güçlendiklerini zannettiler. Kuvvet ile eylemi birleştirip vahşiliklerini artırdılar. Atasözündeki gibi, değneksiz mahallelerin köpeği olmaktan keyif aldılar. Son zamanlarda peşpeşe yapılan açıklamalar ile ikazlardan da çıkartamadılar. Kandil'deki sırça köşklerinin yıkılamayacağına iyice inandılar. Sonuç, en azından şimdilik ortada... Türk-İslam dünyasının düşmanı olanların işbirlikçileri ya hak ettikleri belayı buluyor, ya da fareler gibi kaçışıyorlar. Şehitlerimizin mübarek ve muazzez ruhları da arş-u alada mutmain oluyor. Bu coğrafyanın sahibi olan Anadolu çocuklarına fitne-fesat tohumlarıyla tetikçilik yaptıranlar da Mehmetçik'in destanını okuyor. Hep dedik, yine diyoruz; yıldırımlar yaratan ırkın ahvadının ayranı kabarmaya görsün. Ne Kandil'de, ne Gabar'da, ne şurda, ne burda hiçbir ırkçı ayrılıkçı barınamayacak. Bu ülkenin evlatlarını; Peygamber sevgisi, bayrak aklığı ve vatanın kutsallığı gibi ortak inanç ve duygulardan kopartıp birbirlerine düşman edemeyecekler.
Siyasettarafınadikkat Onun için, bundan böyle değişebilecek oyunun sahnelerine de hazır olalım. Terörün silahlı tarafı kadar siyasi kanadına da hakim olmamız gerektiğini unutmayalım. Birileri Amerika'dan, Avrupa'ya kadar her yerde, yeni bir siyasi tezgahın peşinde koşuyor. Başka birileri de utanıp arlanmazsa, bu tezgahlara payandanlık yapma sevdasını taşıyor. Gözümüzü dört açalım ve halk olarak bu tür siyasi hesapları da biz bozalım. Tarihimizdeki bütün zafer ve destanlar asker ile halkın el ele vermesiyle yazıldığına göre, birlik ve dirliğimizi perçinleyecek duruşun siyasi tarafını da, işbirlikçilere dersini vererek bir gerçekleştirelim. Bu güzel vatanımız ve dünya durdukça sürecek kardeşliğimiz ile şanlı bayrağımız için can veren aziz şehitlerimize sonsuz rahmet dileyerek "Yaşasın Türkiye" diye haykıralım.