Her sabah nasıl uyandığını hatırlıyorum. Nasıl bu kadar erken uyanıyordun; uyandığına hâlâ şaşırıyorum. Her sabah beni okula gönderirkenki özenini hatırlıyorum. Nasıl bu kadar özenli olabiliyordun hâlâ ona şaşırıyorum.
Emekbilirliğin ve kadimşinaslığın ne olduğunu senden öğrendim! Bu kadar emekbilir ve kadimşinas nasıl olabiliyordun ona şaşırıyorum. Aç yatılmış ve aç kalkılmış gecelerimizin ardından o çok başlı yoksulluğumuzu iç ülkemizde bir bahara nasıl çevirdiğini hatırlıyorum...
DÜŞMEDİN Memleketin üstünde harami bulutları dolaştığı zamanlarda da ayaktaydın, dimdiktin. Bir kez bile düştüğünü görmedim hastalık yüzünden yatağa. Nasıl ayakta kalabiliyordun hâlâ şaşırıyorum. "Hani O Saçlarına Taç Yaptığım Çiçekler" şarkısıydın bahar sabahlarımızın; "Ben Seni Ellerin Olsun Diye mi Sevdim" ezgisiydin akşamüstlerimizin. İnsanlara ilgiyi, başkasının dertlerine duyarlı olmayı, saygılı olmayı, insanın insana duyacağı yakınlık nasıl olurmuş, insan insana nasıl dost nasıl düşman olurmuş senden öğrendim.
Babam aramızdan çok erken ayrıldı. Tam ölürken yanına oturup kulağına fısıldadığın cümleyi hatırlıyorum; "Canım benim! Ben seni çok sevmiştim!" Her sabah uyandığında babamın mezarının olduğu tepelere doğru bakıp dalıp gitmeni anımsıyorum. İnsan insanı bu kadar severmiymiş; insan nasıl sevilirmiş dahası -O kadar sever miydin gerçekten?- senden öğrendim.
Gençliğin ve diriliğin su gibi akıp geçtiği bir zaman dilimiydi; "Ne bitmez çilem varmış!" dediğini dün gibi hatırlıyorum.
Çile bitmez sen tükenmezmişsin. Nasıl tükenmiyordun hâlâ şaşırıyorum.
SENİN YÜZÜN... Bir akarsu kenarında büyüttün bizi. Çocuğuz aldanırız, serinlemek için attık kendimizi koynuna; o sular alıp bizi yutmasın diye belimize ip bağladığın günü hatırlıyorum. Nasıl bir buluştu o öyle diye hâlâ şaşırıyorum.
Anımsadığım ne varsa ve güne güneşe dönükse yüzü senin yüzün gözün hürmetinedir diye düşünüyorum.
Ve ne zaman senden söz açmak istesem usta bir şiir imgesi düşüyor aklıma; "Ve ne zaman türkü söylese anam / Ne zaman türkü söylese işlerken eli / Aygün tarlalarında akşam oluyor / karanlık çökeliyor aygün tarlalarına...!"
Canım anacığım; "Her günün bir yıl olsun / Her günün başka bayram!!!"