At konuşmadan çıkar yollara. Eğersiz çıplaktır. Ardında kıvılcım tarlaları bırakır. Ayaklarında mermere çarpan demirler bulunması bundandır.
At uysaldır, kamçıdan dizginden gemden çekinmez.
Korkusundan değil utanmasından.
ÇAVLAN GİBİ Sonra çılgın dörtnala bir koşu başlar, ayağı sekili dağ köylerinden kaynağı bilinmez sulara doğru. Bir resim değildir at ve sınırları tam çizilmemiştir. Tökezler bir düşün yamaçlarında. Kişneyerek bir çavlana dönüşür...
KISRAK BAŞI Şiar ağzında böyle kutsanan, yücelen at harsımızda, örfümüz, adetimiz geleneğimizde bundan az şey midir?.
"At avrat pusat" coğrafyası çocuklarıyız ve ve malum
"Dört nala geldik uzak Asya'dan. Ve Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketi" bizim etti atalarımız.
NASIL BİR YER Şimdi o gezip şaşırıp sevdiğim hepsini bırak gurur duyduğum
Karacabey Harası'nda gözlerimi ışıldatan ışık ata mirası duyguların genetiğimize işlemesinden olmalı.
Nasıl bir yer anlatacağım size aşağıda görün hele.