Bir spor fotoğrafçısı geçti bu dünyadan; İsmet GümüşdereMayısında doğmuştu İsmet Gümüşdere. Yine bir Mayıs'ta -2003- çekip gitmişti aramızdan. Spor Fotoğrafçılığına 1947 yılında Özfenerbahçe ve Fener Spor dergilerinde başladı. Sonra da Vakit, Tercüman, Vatan, İstanbul Ekspres, Türkiye Spor, Hürriyet ve Haber Ajansı ve Fotospor'da çalıştı. Çalışmanın bütün anlamlarıyla.
En güzel görüntülerini bıraktı bize en şık abilerin; Suretinde spor tarihimizin asılı olduğu fotoğraflar bıraktı duvarımıza. Her karesinde fotoğraf çekmenin, sureti ak kağıtlara işlemenin nasıl bir arka planı olduğunu hatırlatır nitelikte fotoğraflardı bunlar. Su resmi kadar değerli, en modern kartların verdiği en kaliteli görüntüyü kadar temiz, net, yıllarca derenin altında kalmış taş gibi dümdüz, pürüzsüz, tertemiz. Her karesinde olayın geçtiği yer, olayın o hali, sonraki hali, şimdiki hali, e hali, i hali, de ve den halleri var fotoğraflarının.
GOL TASVİRLERİ Bütün çalışmalarımı onun fotoğraflarının şahitliğinde yaptım ben. Onun fotoğraflarları benim olay tutanakçılarımdı. Metin Oktay'ın elini göğsüne götürüp yürekten selam çakışındaki vakar, incelik ve emekbilirlik duygusuFotoğrafları olmasa anlattıklarımı kelimelerle çizmeye çalışacaktım, kelimelerin kifayetsizliğine takılacaktım. Ev tasvirleri vardır romanlarda, öykülerde. Bahçeli, taş sokaklı, cumbalı, bahçesinde hanımeli açan ebruuli ev dersiniz bir şiirde resim çizmeye yardım etmek için. Peki Metin Oktay'ın röveşatasındaki güzelliği nasıl anlatacaksınız?
MESLEK AŞKI Fenerbahçe maçında, ağların arkasında golcünün son vuruştan sonraki hali... E hali, i hali, de hali, den hali... Bütün halleriyle bir futbol takımının görüntüsü, biçemi... Arkada tribünler, o tribünlerdeki insan kalabalığının işlevi, içeriği, duruş nedeni... Her şeyi ama her şeyi görebiliyoruz o fotoğrafta... Tespit? Saptama? Görüntüleme? İçerme ve öyküleme? Görme ve algılama eşiğimizin bütün sınırlarını zorlayan bir fotoğraf çıkıyor ortaya. Yıllarca orta format makinaların objektifinden çalıştı bütün görüntülerini futbolun. Bir fotoğrafı çok ilginçti. Yağmur yemiş omuzlarına bir maçı izliyor. Yağmur ıslatmış sırtındaki paltosunu. Ama o en güzel kareyi bekliyor. Meslek aşkı mı demeliyiz? Evet meslek aşkı... Şimdikilere yabancı bir kelime belki... -Bu satırların okuyucusu İslam Çupi'yi anma yazımdaki serzenişleri hatırlayacaktır!!!-
Digital ortamların kayıt çizelgesine sığmayacak denli güçlü fotoğraflar çıkardı usta. Tek karede bir maçı izledik yıllarca onun fotoğraflarından... Ara Güler duyarlığı diyebilir miyiz? Böyle desek abartmış olur muyuz? Olmayız herhalde. Spor yazınının Balzac'ı vardı memlekette, spor fotoğrafçılığının Ara Güler'i de İsmet Gümüşdere'ydi herhalde.