GEÇEN sezon malum Fenerbahçe maçı sonrası.. Ali Sami Yen Stadı'nı gözünüzün önüne getirin.. Zemin boş su bardaklarından geçilmiyor.. Taraftar- camia yıkılmış.. Kimine göre Galatasaray elden gitmiş iş çoktan bitmiş.. Lige 5 maç seyircisiz oynama cezası ile başlanıyor.. İçlerinden biri de derbi.. Sonra bugüne kadar gelen süreç içinde yaşanan çalkantılar.. Önemli yabancı transferlerinin yaşadığı ciddi sakatlıklar.. Ligde finale doğru teknik direktörün istifası.. Medyanın bir tarafın üstüne yüklenme bir tarafı sürekli parlatma iştahı da cabası.. Ardından bugün gelinen bu nokta..
Öncelikle şunu belirtelim Galatasaray daha şampiyon olmadı.. Önünde oynanacak bir 90 dakika daha var ve tüm Florya bunun bilincinde.. Tabi ki her şey şu anda Cim- Bom'un avuçları içinde ve denetiminde. Adnan Polat "Kalli'nin istifasından sonra her şeyi bir kenara bıraktık bu yola baş koyduk" diyor. Kurmayları ile her an birlikte, iletişim içinde. Haldun Üstünel-Murat Yalçındağ ve bir deneyimli usta Adnan Sezgin. Futbolcuların bağırlarına bastığı bir diğer müthiş üçlü ise Cevat Güler-Burak Dilmen ve Nezih Boloğlu.. Ve tabi ki adlarını sık sık bu sütunlarda andığımız futbolcu kardeşlerimiz. Herkes bir ruh adı yakıştırıyor konduruyor bu aslanların üzerine. Bence bu ekibin yetenekleri, bilgileri, tecrübelerinin yanı sıra en önemli ortak noktaları ise Galatasaraylılıkları. G.Saray'a olan aşkları, bağlılıkları. Ortam ne olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, kim ne maval okuyorsa okusun. Onlar G.Saraylı. İnanç-başarı-gurur- şampiyonluk da zaten onun ruhunda var. Ne diyor bir yöneticimiz "G.Saray'ı uçuracağız.. Bunun için geldik göreve.."