Yöneticilik sırlarını okuduğum
kaynaklardan ve kendi
kitaplarından takip ettiğim,
kişisel gelişim alanında yazdığım
kitaplarıma alıntı yaptığım ünlü Amerikalı yönetici
Jack Welch ile bizzat
tanışmak benim için hoş bir tecrübeydi.
İşTcell'in ev sahipliğinde gerçekleşen
İşTcell Liderler Konferansı'nın ikincisi için dünyanın en etkileyici liderlerinden
Jack Welch İstanbul'daydı.
Swissotel'de gerçekleşen konferansta konuşan
General Electric'in 20 yıl boyunca
Yönetim Kurulu Başkanlığı ve
Genel Müdürlüğünü sürdürmüş
Jack Welch, firmasını
bürokratik bir dev olmaktan çıkarıp,
dinamik ve saygıdeğer bir güç haline getiren bir öncü.
Gerçekte nasıl biri derseniz; sandığımdan
daha kısa boylu ve
çatallı bir ses tonuna sahip.
Ama ülkemizdeki konuşmasında beni asıl ilgilendiren nokta, bizler hakkındaki görüşleriydi. "Türkiye'de insanlar hep çok heyecan verici. Birçok yatırımı çekme isteği de var" gibi yorumlar yapmasına rağmen
ülkemizi çok iyi bilmediğini söylemesi dikkatimi çekti.
Jack konuşmasında
Türkiye'yi tanımadığını birkaç kez belirtince
konferans sonrası onunla konuşmak istedim. Neyse ki imdadıma
Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv yetişti ve bizi tanıştırdı. Önce ona
kitaplarını okuduğumu ve alıntılar yaptığımı, dolayısıyla onunla şimdi
gazeteci olarak tanışmanın ne kadar önemli olduğunu söyledim.
Kendisiyle bu ayaküstü tanıştırılmamda yönelttiğim soru şuydu: "Türkiye'yi tanımadığınızı söylediniz. Buraya konuşma yapmaya gelen çoğu yabancı konuk Türkiye'yi tanımadığını söylüyor. Ekonomimiz sizlere göre çok küçük olduğu için mi bizi önemsemiyorsunuz yoksa biz mi kendimizi iyi tanıtamıyoruz?".
Jack gülümsedi ve "
Türkiye'nin net bir misyonu ya da stratejisi yok. Ne olmak istediğini, ne sunduğunu tam anlatamıyor. Sizce
Türkiye'nin en önemli özelliği nedir? Siz biliyor musunuz?"
Aniden
soruma soruyla karşılık almıştım. Renk vermeyerek "
Batı ve doğu sentezi ile elbette ki
genç nüfusu" diye cevap verdim.
Jack devam etti: "Peki, genç nüfus ama bu genç nüfus ne sunuyor? Neye yarar? Onu anlatabiliyor musunuz? Ülkedeki gençlerin oranı yüksek, tamam. Bu ne demek? Daha fazla üretim mi? Gençleri daha çok eğiterek eğitime önem vermeniz mi? Daha çok tüketim mi? Nedir? Belirgin, net bir amacınız yok" dedi.
Ben de bunun üzerine tekrar gülümsedim ve "İşte
soruma cevabımı aldım, teşekkürler" diye bitirdim.
Bana sevimlice yaklaşarak yüzüme doğru
zafer yumruğu yaptı.