Son dönemlerde yaşanan tüm
olumsuzluklara rağmen
Türkiye ekonomik açıdan gelişmesini sürdürüyor gözüküyor.
Yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Sunduğu fırsatlar kimsenin gözünden kaçmıyor.
İşte bu konu geçtiğimiz günlerde Lütfi Kırdar'da
Şahinler Holding'e ait
Avrupa Serbest Bölgesi'nin düzenlediği bir dizi panelde tartışıldı. Mevcut
eksiklerin giderilmesi ve
yeni vizyonların oluşturulması amacındaki '
Yabancı sermaye için Türkiye nasıl güvenli bir liman olur?' başlığı altındaki bu konferansı sunarken fark ettim ki, son haftalarda yaşanan
siyasi olaylar işlerimize
psikolojik olarak epey gölge düşürmüş. Ancak
yatırımcılar ve
iş adamları bu durumdan rahatsız olsa da
ekonomik gelişmelerin devamı için çaba gösteriyorlar.
Kemal Şahin'in hem ümit veren hem de
bürokrasiye mesaj verici konuşmasının ardından,
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş kürsüdeydi. Kendisinin de belirttiği gibi
rakamlarla konuşmak salondaki dinleyicileri sıkar. Ama öyle
vurucu rakamlardan örnek gösterdi ki;
Türkiye'nin güvenli bir liman olduğunu anladık. Sorun, bu güveni devam ettirebilmekte.
Yalçıntaş, Türkiye'nin en az yerli yatırımcıları kadar
yabancı sermaye için de güvenli bir liman olduğunu son
3 yıldaki yabancı sermaye girişinin gösterdiğini belirtti. Türkiye'nin
2002 yılında yakaladığı
siyasal istikrara paralel bir şekilde
ekonomik istikrarını sağladığını söyledi.
Ülkemize
1995-2000 yılında yıllık ortalama
853 milyon dolar doğrudan yatırım girişleri varken,
2007'de 21.8 milyar dolara ulaştı.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü'nün Dünya Yatırım Raporu'na göre; dünya genelinde
en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler sıralamasında
Türkiye 16. sırada yer alıyor.
Gelişmekte olan ülkeler arasında ise,
Türkiye 5. sırada bulunuyor.
2008 Ocak sonu itibariyle,
Türkiye'deki uluslararası sermayeli şirket sayısı
18 bin'e ulaşmış.
AB ülkeleri kaynaklı şirketlerin sayısı
birinci sırada.
Almanya 3 bin firma ile ilk sırada,
İngiltere ikinci ve
Hollanda üçüncü.
En fazla yatırım
İstanbul'a gelirken, yatırımlar daha çok
toptan ve
perakende ticaret,
imalat sanayi ve
gayrimenkul kiralama alanlarında.
2007 yılında yeni kurulan şirketlerde
yabancı sermayenin en çok ilgi gösterdiği sektörlere baktığımızda da,
müşavirlik hizmetleri (yüzde 17),
inşaat sektörü (yüzde 13),
kimya, plastik, kauçuk sektörü (yüzde 11).
Ben de yazımda
rakam kullanmak zorunda kaldım; çünkü
İTO Başkanı'nın konuşmasını dinlerken kendimi sürekli
not alırken buldum.
Raporlar ilgimi çekti.
İstatistiki bilgiler de Türkiye'nin yabancı yatırım için artık
güvenli liman haline geldiğini ortaya koyuyor. Bunun şimdi
sürdürülmesi gerekiyor.
Yapılması gereken en önemli şey de
siyasal ve
ekonomik istikrarın devam etmesini sağlamak.