Doğumgünümde arkadaşımın cenazesine gittim
Bu satırları yazmak şu an benim için ifadesi zor duyguların bir araya gelmesinden oluşan bir duygu selini anlatmaya çalışmak gibi... Geçen hafta, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü benim 30. doğumgünümdü. Sabah başlayan telefon ve mesajlarla tüm dostlarım ve her türlü banka, alışveriş yaptığım mağaza doğumgünümü kutladı. Böylesine mutluluk verici bir gündü... Ama; bir gün önce uykusunda vefat eden lise arkadaşımın cenazesi de aynı gün kalkıyordu. Alp Aslan, Şişli Terakki Lisesi'nden okul arkadaşım. Lise mezuniyetinden sonra aradan çok seneler geçti... Alp'le rastlaşmadık, görüşmedik.
SENELERSONRAGÖRÜŞTÜK Geçen yıl ortak bir arkadaşımızın düğününde karşılaştığımızda sanki o yıllar hiç geçmemiş gibiydi. Sohbet ettik, güldük, dans ettik. Sonrasında sadece ara ara telefonlaştık. Sizinle aynı yaşta olan bir arkadaşınızın ölüm haberini almak inanın şok edici ve çok üzücü. Alp'in vefatını gazetelerden öğrendim. Annemle birlikte Fatih Camii'ndeki cenazesinde onu ve ailesini seven yüzlerce insan vardı. Aynı jenerasyonun gençleri hep birlikte ağlıyordu. Daha yakın zaman önce birlikte eğlendiği arkadaşları şimdi onun cenazesinde bir arada ağlaşıyordu. 'Ölümlü dünya' dedikleri şey bu olsa gerek. Babası dünyaca ünlü beyin cerrahlarından Cengiz Aslan, lise yaz tatilinde bisikletten düştüğümde hastanede bana ilk müdahaleyi yapmıştı. Sayısız insan kurtaran Aslan, oğlunun ani ölümü karşısında çaresiz bir baba durumuna geçmek zorunda kaldı. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sevgili arkadaşımız Alp Aslan'a Allah'tan rahmet, Aslan ailesine tekrar başsağlığı diliyorum.
***
"Hiçbir şey için "benimdir" deme, sadece de ki; "yanımdadır". Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... daima seninle kalmaz." H. Lawrence