Kardeşim, biniyorum otobüse, minibüse; başlıyor kulağımın dibinde bir tecavüzkulak senfonisi; dirili, dirili. diriliri... Nooluyor demeye kalmıyor; pıt telekulak muhabbeti. Cep telefonlu bir arkadaş -abi olur, abla olur, kardeş olur...- Ve cep telefonuna endeksli konuşma yüzünden soluyarak konuşan yeni bir nesil doğuyor; "Naaber? İii senden?" Ve son söz; "Bay." Koca koca adamlar da aynı şeyi söylüyor kardeşim; bay... 'Allahaısmarladık' ya da 'Eyvallah' ya da 'Görüşürüz' ya da 'Kendine iyi bak"ın suyu mu çıktı? 'İyi günler' demiyor kimse.
Bu cep telefonlarının ilginç müzikleri var usta. Biri pop bir şarkı çalarken, diğeri akla hayale gelmedik bestelerle tırmalıyor ortalığı; "Dürülüü dürüllüüü!" Sonra yöre sanatçılarından derlenmiş repertuarları var bu cep telefonlarının. Ben "Çarşamba'yı Sel Aldı"yı nerede duysam ağlayacak gibi olurum. Geçenlerde böyle bir şey oldu bindiğim minibüste. O saate kadar gıcık olurdum bu telefon sesine... -benim ki titreşimde- Şimdilerde ısındım biraz. Düşün ki gurbettesin ve cep telefonundan aranıyorsun ve müzik yayılıyor ortama; "Denizde Kararti Var" Noolur? Noolacağını söyleyeyim; bitersin, erirsin o anda. O şarkı bitmesin isterim. Ama enstrümanların kalitesinde bir sıkıntı var. Şimdi telefon bu; akordiyon değil, gitar değil, piyano değil. Onlar gibi ses vermesini isteyemezsin ama oluyor işte. İstiyorsun. "Ooo senin ki iyi çalamıyor!" diyen var mesela. Sınırlı telefonlarda ise durum fecaat. Onlar, memleketlerinde bile gurbeti yaşarlar. Müzik yok, insanın yüreğini dağlayacak bir melodi yok... Ama yükleme kolaylaşt. Ceplerimizin deliklerine kadar inip ne var ne yoksa bu cepçiler alacak zaten. Mecburen -yani bu hüzün girdabının dışında kalmamak için- veriyorsun kontörleri yazılıyorsun müzik listesine. Çok acayip şarkılar var. Uygulamanın bir iyiliği varsa müziksiz kalmıyorsun. Müziksiz kalsak noolcak? Yahu müzik işte; ruhun gıdası. Ruhumuzun gıdasız kaldığını düşünebiliyor musunuz? Ne yaparız iliğimizin kuruduğu bu alemde? Orada devreye cep telefonumuzun müziği girer. Kurtulursunuz gamdan kasavetten.
Aklınızın hayalinizin alamayacağı kadar da büyük bir portföye sahip, cep telefonlarının müzik ortamı. Yerli yabancı... Ah bir de söyleseler. Yani, ses girse devreye. Mesela Neşet Ertaş söylese içli içli; "Zahidem!" Ama bu şarkı, "O dijital ortama gitmez" dediğinizi duyar gibiyim. Niye, ne zararı var? Çalsa o telefon ve biz Zahidem'e yazılsak. Sızlasa burnumuzun direği. Yeşil Başlı Gövel Ördek çalsa, sonra Allı Turnam... Fena mı olur? Olmaz tabii. Olmaz ama olur olmaz yerlerde çalıyor bazen. Bir oryantal parça, ameliyathanenin kapısında çalınıyor düşünsenize. Ne bileyim, acaip oluyor. Bir de müziğin tipe uyması lazım.
Ona da dikkat edelim...