Demokrasi mi?
Bir siyasi partinin kapatılmasına alkış tutması için insanın aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekir. Normal işleyen demokrasilerde böyle bir tabloya izin verilemez. Her ne kadar AB ülkeleri anayasalarında bile "parti kapatma" hükümleri yer almakta ise de, bu yola hemen hemen hiç başvurulmamaktadır. Niçin? Çünkü oralarda iktidara gelen partiler de, muhalefet partileri de anayasaya saygılı davranmayı bir görev sayarlar. Peki, bizim iktidar partimiz Anayasa'ya gereken saygıyı gösterdi mi? Hayır! Kendi iktidarlarını pekiştirmek için, bazı Anayasa hükümlerini değiştirmediler mi? Değiştirdiler. Bu yaptıkları, örtülü tek parti diktatörlüğüdür. Bir taraftan Anayasa'yı madde madde değiştirirken, kökünden yepyeni bir Anayasa taslağı da oluşturdular. Bütün itirazlara rağmen de, parti içi toplantılarla oluşturdukları Anayasa taslağını, nihayet 5 kişilik bir heyete havale ettiler. Unutmayınız ki, 12 Eylül askeri diktası bile 82 Anayasası'nı yapmak için büyük bir şura oluşturmuştu. Bütün bunlar neden oldu peki? İlk seçimlerde yüzde 32 oyla gelen ürkek AKP, doludizgin AB projesine sarıldı, demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü merdivenine tutundu. Türkiye'nin öne çıkmış liberal aydınlarını yanına aldı. Vazgeçilmezlik atmosferi yarattı, istikrar propagandası ile de 22 Temmuz seçimlerinden yüzde 47 ile çıktı. Özellikle medyadaki avanak demokratların "sandık fetişizmi" sayesinde, "güç zehirlenmesine" uğradı. Belki de stratejik anlamda, AKP ileri gelenlerini içinden çıkamayacakları bir sona hazırlayan bu senaryo sonucunda, AKP'yi ve ülkeyi yönetenler, yükselen her itiraza, yükselen her muhalefete öfke göstermeye, milleti, vatandaşı, yargıyı hatta askeri fırçalamaya kalkıştılar. Bu ülkede belki de ilk kez bir Başbakan "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyebildi. "Yargı haddini bilmelidir" diyebildi. Vatandaşa da "Ananı al da git" dedi. Bununla da kalınmadı, alt gelir düzeyindeki halk tabakaları yoksullaşırken, ülkenin ekonomik kazanımları küserel sermayeye açıldıkça açıldı.
***
Söylemek istediğim şu ki, AKP iktidarında ortaya konulan icraatlar, aslında ve esas olarak laikliğin elden gitmesi değil, Türkiye'nin ekonomisi, rejimi, devleti ve siyaseti ile geri dönülmez sulara sürüklenmesine sebep oldu. Şimdi soruyorum, özellikle demokrasi adına AKP'yi savunanlara: Bu mudur demokrasi? Susturulmuş, korkutulmuş ve iliştirilmiş medya mıdır demokrasi? Sadece iktidara yakın olanların kazandığı, konuştuğu ve hayatın tadını çıkarttığı bir ülkede, kimin içindir demokrasi? Demokrasi, insanların başı sıkışınca akıllarına geliyorsa, inandırıcı olmayacaktır.