Çiftçinin hasadını kurtarmanın yolu
Zaman zaman duyuyoruz ve konuşuyoruz; "Çiftçinin hasadı, ürünü tarlada kaldı, ziyan oldu, yok pahasına satıldı" diye. Sorun, talebe göre arzdan geçiyor. Doğru ürün ve doğru üretimle çözülüyor. Ve buna bir de 'sözleşmeli tarım' eklendi. Önceki akşam Cargill'in Türkiye yöneticileriyle bir araya gelme fırsatımız oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Tarakçıoğu, çalışmalarını anlatırken sözleşmeli tarımdan bahsetti. Gıdadan tekstile birçok üründe gereken nişasta ve diğer şeker hammaddeleri için kullandıkları mısırı üreticiden nasıl aldıklarını anlattı. Mısır üreticisi, Cargil'in ihtiyacı olan miktarı biliyor ve ona göre üretim yapıyor. Yani satış garantili üretim. Türkiye'nin en büyük mısır alıcısı bu yöntemi uygulayınca çiftçi de rahatlıyor. Peşin parayla ürününü satıyor ve ürettiğinin hepsinin paraya döneceğini biliyor. Cargill hammaddesiz kalmıyor, çiftçi emeğinin karşılığını alıyor. İşte bu sistemle Türkiye'de yıllık 1 milyon ton olan mısır üretimi 3 milyon tona çıkmış. Üstelik 2 yıl önce 260 bin lira olan fiyat da 450 bin liraya fırlamış. Yani "Bu yıl ne eksik?" diye düşünen çiftçi bu yolla mısırı keşfediyor ve ürünü sanayi malı haline geliyor.
Türkinsanınıngücü Başkan Tarakçıoğlu, Türkiye'de tamamen Türkler'den oluşan 300 kişillik bir ekiple çalıştıklarını belirtti. İş ortaklarıyla birikte bu rakam bin kişiye çıkıyor. Türk insanının gücünü, azmini gösteren bir örnek de verdi. Şu anda dünyada 60 ükede bulunan Cargill tesislerin de, 19 Türk üst düzey yönetici olarak başarıyla çalışıyor. İkinci ve en önemi proje ise Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika'nın merkezi olmak. Tarakçıoğlu, 20 ülkede yatırım planladıklarını ve yine Türk insanıyla bunu başaracaklarının altını çiziyor. Hepimizi gururlandıran bu başarıları sizinle paylaşmak istedim. Komlekse kapılıp kendi insanımızı küçümseyenler, bu örneklerden ders almalı.