İyilik yap denize at
Charlie Wilson'ın Savaşı merakla beklediğim filmlerden bir tanesiydi. Hem Oscar'lı üç oyuncu Tom Hanks, Julia Roberts, Philiph Seymour Hoffman ilk kez biraraya geliyor hem "Closer" ile fanı olduğum Mike Nichols filmi yönetiyor hem de kaynağını gerçek olaylardan alan film 11 Eylül olaylarını gerçekleştiren İslam köktendincilerinin tohumlarının nasıl atıldığını gösteriyordu. İşte tüm bunlar benim bu filmi heyecanla beklememi sağlıyordu. Ama gelin görün ki; sonuç hiç de iç açıcı olmadı.
Gerçek bir olay Charlie Wilson, kişiliğinin geri planına politik kurnazlığı, derin vatanseverlik duygusunu ve mazlumlara duyduğu tutkuyu başarıyla gizlemiş Teksaslı bir kongre üyesidir. Charlie'nin yakın dostu, bir numaralı koruyucusu ve bazen de sevgilisi olan Joanne Herring Teksas'ın en zengin kadınlarından biridir ve antikomünist'tir. Sovyetler'in Afganistan'ı işgaline Amerika'nın verdiği cevabın yetersiz kaldığına inanır ve Afganistan'daki mücahitlere ABD'nin destek olması için Charlie'yi ikna eder. O güne kadar hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi yaparlar; mücahitlere gizli fon ve silah sağlayarak ülkedeki işgalin sona ermesini sağlarlar. Charlie'nin bu çabasında ona, CIA ajanı Gust Avrakotos yardımcı olur. Son yıllarda bazı muhalif sinemacılar ABD'nin uluslararası müdaheleciliğini, Irak başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleri ile ilgili politikalarını eleştirel bir bakış açısıyla ele almaya başladı. "Charlie Wilson'ın Savaşı" bu filmlerden farklı olarak 11 Eylül olaylarını gerçekleştiren grupların yapılanışını anlatıyor. Aslında Charlie Wilson'ın Savaşı etkileyici bir politik film olmaya soyunuyor. Son derece karışık ilişkiler ağını elinden geldiğince anlatmaya çalışıyor. Hollywood "Mr. Wilson"la gerçek bir kahraman yaratmaya çalışıyor. Tıpkı "Mr. Schindler" gibi. Bir de Amerikan kamuoyu kendisini aklamaya çalışıyor. Bu nedenle Charlie Wilson biçilmiş kaftan. Kokain ve kadın düşkünü Mr. Wilson ne yazık ki; "Schindler" kadar insancıl, dürüst ve sevecen bir kişi olmadığı için, arzu edilen bir türlü yaratılamıyor. Tom Hanks'in varlığına rağmen bu karakter kadın ve uyuşturucu düşkünü milletvekilinden öteye gidemiyor.
Tarihe bakış Filmin artısı yok mu? Elbette var. Bir kere 2008'den yıllar öncesine bakma imkanı sağlıyor. Daha Komünizm çökmemiş, Soğuk Savaş altın yıllarını yaşıyor. Ruslar, Afganistan'ı işgal etmiş ve müslümanları durmadan haçamat ediyor. Afganistan'ın Ruslar'ın elinden kurtarılma planında Pakistan ve ZiyaÜl Hak başrolde. Her ne kadar Joanne Herring bir toplantıda Butto'yu Ziya-Ül Hak astırmadı dese de şakayla karışık bir gerçeği aydınlatıyor. Hem de Amerika'nın çıkarları bittiğinde rahmetli Ziya-Ül Hak'ın bir uçak kazasına nasıl kurban gittiği yeniden hatırlanıyor. Amerika'nın desteği ile Afganlı mücahitler Ruslar'ı ülkelerinden temizliyor. Kamuoyundan saklanan Arap ve İsrail'li yetkililerin anlaşmaya vardıkları toplantı politikanın kirli bir oyun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Charlie Wilson'ın Savaşı sinema filminden çok TV dizisini andırıyor. Bir de gereğinden fazla geveze bir film. Geriye de Oscar'lı üç oyuncu Tom Hanks, Julia Roberts, Philiph Seymour Hoffman döktürdükleri oyunculuklar kalıyor.