Gazetecilik
Söz geçiremedikleri insanların tepesinde sallanan gürz müdür gazetecilik? Kendi çıkarlarına çomak sokulduğunda, ateş püskürten ejderha mı? Devletin sırtından geçinen ve milyon dolarları cebine indiren organizasyon ustalığı mıdır yoksa?
***
Vatandaşın canı yanarken sevinç çığlıkları atan, kendi canı yandığında mızıkçılık yapan oyunbozan mıdır gazetecilik? Her sabah birinci sayfasında, soysuz kadınlar sergisi düzenleyen, magazin zibidisi mi? Jurnalci bir muhbir mi? "İhtilali zarfında saklı" mektupların dağıtıcısı mı yoksa?
***
İşine geldiğinde memleketi güllük gülistanlık gösteren, işine gelmediğinde "Vatan elden gidiyor" çığlıkları atan, mahalle çaçaronu mudur gazetecilik? Annelere kuru bir yaprak kadar değer vermeyip, mankenler için salya sümük ağlayan sünepe bir aşık mı? Çocuklarımızın boynuna dolanan ihanet sarmaşıkları mıdır yoksa?
***
Seçimlerden önce her iktidar adayına sırnaşan, seçimlerden sonra her iktidarı boyunduruk altına alacağını zanneden, düzen ağası mıdır gazetecilik? Bir elinde benzin bidonu, öbür elinde kibritle, arkasında iz bırakmamak için ülkeyi yakmaya gönüllü kundakçı mıdır yoksa?
***
Zıkkımın kökünü yemesi gerekirken, meslektaşlarının hakkını bile yiyen haramiler ordusu mudur gazetecilik? Her mevsim çıkarlarına uygun kostümler ayarlayan palyaço mu? İşçi, memur kan ağlarken, zil takıp Ankara havasında göbek atan, düzen delikanlısı mıdır yoksa?
***
Bir zamanlar yiğitliğin er meydanıydı gazetecilik. Ceket ilikleten saygısı vardı. Sade bir Türkçe'yle karnı doyardı. Şimdi saygınlığını üç paralık etmiş, sözü senet yerine geçmeyen, itibarsız ve iktidarsız bir tüccar! Bağırıyor, çağırıyor da... Cürmü kadar yer yakıyor!