Sibern(etik)* gazetecilik
"Yazmayayım, görmezden geleyim" diyorum olmuyor. Sabahları "Bugün şununla ilgili yazacağım" diye karar veriyorum, sonra gazeteleri karıştırınca düşüncelerim askıda kalıyor. Son dönemde Posta'daki "sosyetik" haberler dikkatimi çekiyor. Özellikle de Arte Tahir haberleri. Arte Tahir 7 aydır Saklambaç'ta cumartesi günleri yarım sayfa köşe yazıyor. Dolayısıyla da haftada en az 4-5 kez görüşme imkanımız oluyor. Birkaç ay öncesine kadar gazeteye sık sık gelen Arte Hanım, yılbaşında birkaç günlük tatil dışında neredeyse evinden burnunu bile dışarı çıkarmıyor, hatta gazeteye bile gelmiyor. Hem hastalığı, hem de soğuk hava Arte Hanım'ı biraz tembelleştirdi...
Büyükleremasallar... Bu arada haberleri çıkıp duruyor. Önceki gün Ahmet Cumalı'nın köşesinde yine Arte Tahir'le ilgili "Medyuma gitti prensle evleneceğini öğrendi" mealinde bir haber görünce aradım. Aramızda geçen şu görüşmeyi noktasına dokunmadan aktarıyorum: "Ahmet Cumalı beni sık sık arayıp 'Haber var mı?' diye soruyor. Nasıl bir haber beklentisi varsa? Geçen gün de 'Suşiden zehirlendi' diye yazdılar. Üzerine bir de bu 'Medyuma gitti, prensini bekliyor' çıkınca, artık 'Büyüklere masallar anlatıyorlar' diye düşünmeye başladım. Ne falcı, bilirim ne medyum. (Gülerek) Normal değil, beyaz atlıyı bekliyorum." Masa başı haberciliği bu kadar oluyor. Aynı Serdar Turgut'un "Ergenekon haberlerine yayın yasağı neden uygulanmıyor"una benziyor bu durum. Tabii Turgut'un yarası var, yazarı Güler Kömürcü çetecilikten gözaltına alındı. Peki ya Mobil Genel Yayın Yönetmeni, ya sizin iki tam sayfa hazırladığınız ölmeden mezara koyduğunuz "Ecevit öldü" haberi ve "Dağlıca"yla ilgili yayın yasaklarını "sallamamanıza" ne demeli. Ne diyelim, al birini vur ötekine... * (Güdümlü gazetecilik)