Gençlerin bayrağı
Genelkurmay Başkanı'nın "Biz işte böyle bir milletiz" sözleriyle Türkiye'nin gündemine gelen, Kırşehirli ve liseli 20 gencin kanlarıyla bayrak yapması bile rahatsız etti birilerini! Parmaklarına iğne batırıp damlayan kanlarıyla yaptıkları bayrağı, vatan ve millet için can veren şehitlerin hürmetine Genelkurmay'a gönderen gençlerin bu anlamlı ve hayranlık uyandıran davranışlarını yerenler, işi Bayrak Kanunu'nu değiştirmeye kadar uzattılar. Bölücüyü, haini, işbirlikçiyi ve hümanist geçinen vatansız parazitleri biliyorduk ama İslamcılık adına enternasyonal dansözlerle kolkola girenlerin de kanla yapılan bayrak üzerinden Genelkurmay'ı kışkırtıcılıkla suçlayabileceklerine ihtimal vermiyorduk. Meğer, sandığımızdan daha çok hain ve işbirlikçi kol gezmeye başlamış! Bir futbol takımının taraftarı olarak kanlarıyla kulüplerinin armasını çizenlere bile en fazla "fanatik" yakıştırmasını yapanlar, ülkenin en önemli mukaddeslerinden bayrağa olan sevginin yansıtılmasında tahammülsüzleşiyorlar. Bundan da rahatsız oldular Dediğimiz gibi; iti-kopuğu, haini ve işbirlikciler ile bölücüleri bir kenara bırakıp "Onları zaten kimse tedavi edemez" düşüncesiyle dikkate almazdık. Ama AB adına her fırsatta ahkam kesen, sözde bütünlükçü, ampul kafalı ve o liberal sözcüye ne oluyor! Hangi vicdan ve ahlakla "Bayrak Kanunu tez elden değiştirilmeli" diyecek kadar şuurunu kaybedebiliyor. Ay-yıldızlı bayrağımızı sadece isteyenlerin asabileceğini belirtecek kadar da ukalalık yapıyor. Gençlerin kanlarını iğrenç şekilde istismar edip bayrağın kırmızı rengi ile örtüşmediği hükmünü veriyor. Bir başkası, Türklük çeşmesinden yıllarca su içmiş sonra fırdöndü rekorları kırıp kapağı küresel işbirlikçilerin arasına atmış olanı da, bu tiplerden geri kalmıyor. O da Kırşehirli gençlerin psikolojilerindeki keskinliğe işaret ederek ilim adına film çeviriyor! Milletin büyük ve ezici çoğunluğunun takdirini kazanmış davranışı, Kızılay Kan Merkezi'den alınacak bir ünite kanı boya niyetine kullanıp bayrak yapabilmekle örnekleştiriliyor. Beyinleri ve gönülleri böylesine boşalmış ruh(suz)larla daha çoook işimiz var demektir.