Muharrem iftarı
Müsamahalı davranıp merkez yönetiminin siyaset ve din ilişkilerinde dikkatli olduğunu varsayıp inançlara dayalı istismarların sonraki halkalarda ve alt kadrolarda yoğunlaştığını bilsek de AKP'nin düzenlediği "Muharrem iftarı"na Alevi derneklerinin gösterdiği tepkiyi anlamakta zorlanıyoruz. AKP'nin Alevi kökenli milletvekili Reha Çamuroğlu'nun önderliğinde organize edilen iftar yemeğinin tartışması, çok üzücü hale geldi. Ve maalesef, bu üzücü durumu da, inanamadığımız kadar sıradan görüntü ve yaklaşımlarla, Aleviler adına öne çıkanlar ve bazı dernekler ile vakıfların temsilcileri oluşturdu.
Alevilerniyeböyledavrandı? Gazetelere ilan verip Muharrem iftarına katılacakları protesto etmekten tutun, sofrada yer alan Aleviler'i "düşkün" saymaya kadar, inanılmaz şekilde irtifa kaybettiler. Cumhuriyet'in kurulmasında, yaşayıp-yaşatılmasında, Türk milletine özgü hoşgörü ve sevgi ikliminin oluşmasında, Anadolu coğrafyasındaki kardeşliğimizin pekişmesinde en önemli fonksiyonları icra eden Aleviler niye böyle davrandılar, doğrusu hayretler içindeyiz. İdelolojik duruş sergileyip Aleviler'i İslam dışı göstermeye çalışan, aynı zamanda dış güçlerin kontrolü ve himayesinde olan bazı dernek ve oluşumların faaliyetlerini bildiğimizden, onları kanıksamıştık ama; Cem Vakfı gibi onca oturaklı, kemale erişmiş ve muhakeme kabiliyeti oluşmuş insanları bünyesinde barındıran kuruluşlara ne demeli! Bugüne kadarki duruşu ve asaleti, yorum ve bakışlarıyla Türk milleti ve devle tinin en önemli kazanılmış değerlerinden olduğu gerçeğini herkese kabul ettirmiş olan Prof. Dr. İzzettin Doğan Hoca, "AK Parti'nin ince bir hesabı da olsa" böylesi ayrıştırmayı niye önleyemedi?
Birolalım,iri-diriolalım Şu mübarek Muharrem günlerinde uzatmayalım ve dostları incitmeyelim. Dolayısıyla, Muharrem iftarına takınılan tavırla, (Sebepleri ne olursa olsun) dostluk ve kardeşliğin zarar gördüğünü belirtmiş olalım. Başbakan'ın yer aldığı iftara siyaseten karşı çıkmak herkes için demokratik bir hak görülebilinir. Ama, bu iftardaki mesele bu yönde olmadı ve "siz-biz" gibisinden, Yüce Hünkar'ın da işaret ettiği "birlik"ten uzaklaşıldı. Dileriz, önümüzdeki günlerde herkes birbirini daha iyi anlar. Karşılıklı aforoz etme yerine tahammül eder. Hatta hoşgörüp bağrına basar. İftarı organize eden Reha Çamuroğlu'nun "milletvekili" sıfatından önce, Türk kültürü ve edebiyatına hizmet eden gerçek bir aydın olduğunu da unutmayalım. Kendisinin Şah İsmail'in hayatını anlatan "İsmail" romanı, Son Yeniçeri ve Bir Anlık Gecikme ile Kalem Efendisi romanları, bütün Türk-İslam alemini hayran bırakacak kadar değerlidir.