Suçun derin sularında
Kara mizahın ustası Woddy Allen, Avrupa'ya bir geldi, pir geldi. Art arda son üç filmini Avrupa'da çekti. Hatta dördüncüyü bugünlerde İspanya'da çekiyor. İflah olmaz bir New York tutkunu olan ve yıllarca Amerika Manhattan hikayeleri çeken Allen, son filmlerinde Avrupa Sineması'nın özgürlükçü ruhundan fazlasıyla etkilenmiş gözüküyor. Son iki filminde daha çok suç temasını gündeme getiren Allen "Cassandra'nın Rüyası" ile hayranlarını fazlasıyla şaşırtacak
Asıl suçlu kim? Terry ve Ian iki kardeştir. Terry, araba tamirciliği yaparken Ian ise babadan kalma restorana göz kulak olur. İki kardeş paraya ihtiyaç duyduklarının farkındadır. Ancak bu sorunu alkol alarak ve kumar oynayarak kafalarından atmaya çalışmaktadırlar. Borçharç bir tekne alarak ilk hayallerini gerçekleştirirler. Ian, bir gün tesadüfen oyuncu Angela ile tanışır. Onunla yaşamak için daha fazla para ve güç sahibi olmaya karar verir. Tam bu sırada kaderleri dayıları Howard ile kesişir. Dayılarının teklifi iki kardeşi suç dünyasının içine doğru çeker.
Woody Allen şaşırtıyor Woddy Allen film yönetmeni mi, yoksa bir psikiyatr mı? Bence her ikisi birden. Hiçbir yönetmen insan ruhunun derinliklerine onun kadar inmeyi becerememiştir. Sanatçı "Cassandra'nın Rüyası" ile insan ruhunun karanlık yönlerine aynaya tutmaya devam ediyor. Aslında konu son derece müsaitken "Scoop"ta olduğu gibi bir suç parodisi yapmaya soyunmuyor. Tam tersine "Match Point"teki gibi suçluların da ahlaki değerlere sahip olup olamayacağını tartışmaya açıyor. Kuşkusuz "Cassandra'nın Rüyası", Woody Allen'in o kendine has uslübundan çok fazla şey taşıyor. Örneğin köpek yarışlarından kazanılan para ile bir borcun kapatılması tipik Allen çözümleri. En tipik Allen uslübu ise adı geçen kişinin hemen kahramanlarımızın karşısına çıkıvermesi. Bir parti sırasında iki kardeş öldürecekleri doktor üzerine konuşurlarken tesadüfe bakın ki; o şahıs birden bire karşılarına çıkıverir. Sanatçı, filmigrofisinde bu türü en güzel "Annie Hall"de kullanmıştı. Filmde her ne kadar Allen klasiği sayabileceğimiz bu tarzla karşılaşsak da film asıl gücünü; kin, sevgi, heyecan, nefret gibi birçok duyguyu içinde taşıyan kardeşler arasındaki ilişkiden alıyor. Bugüne kadar daha çok kadın karakterlerin ağırlıkta olduğu filmler yapan Allen, en maskülen filmi ile karşımıza çıkıyor. Erkeklerin dünyasında geziniyor, iktidarla suçun ne kadar at başı gittiğini irdeliyor.
Muhteşem kadro "Cassandra'nın Rüyası" son derece başarılı oyuncu kadrosu ile göz dolduruyor. Elbette filmin iki önemli oyuncusu var: Colin Farrell ve Ewan Mc Gregor. Farrel "Büyük İskender"den sonra sıradan bir tamirci parçasını olağanüstü yorumluyor. Hırslı, gözü dönmüş kardeş rolünde ise Ewan McGregor harikalar yaratıyor. Ama ben yine de gönlümü Colin Farrell'dan yana yatırıyorum. Genç delikanlının suçun derin sularına girdiğinde düştüğü bunalımı, Farrell inanılmaz oynuyor. İki oyuncunun kimyaları o kadar birbiriyle uyuyor ki; gerçekten kardeş olduklarına inandırıyorlar. Woody Allen ve oyuncular kadar filmin teknik ekibi de dört dörtlük. Müzikleri ünlü sanatçı Philip Glass yapmış. "Truman Show", " Skandal" "İllüzyonist" gibi filmlerin müziğini yapan Glass, daha önce de Woody Allen ile "Maç Sayısı" filminde çalışmıştı. Filmi film yapan unsurların başında tabii ki görüntü yönetmeni gelir. Bu filmde de Vilmos Zsigmond görüntülerde ustalığını konuşturuyor. Woody Allen daha önce de Manhattan New York'u doğal plato gibi kullanmıştı. Sanatçı bu alışkanlığından vazgeçmiyor ve Londra'yı aynı şekilde filmine dahil ediyor. Allen karakterlerin ve hikayenin ağırlıkta olduğu filmle sevenlerini şaşırtmaya devam ediyor.