Polenez pazarı
İleride PolonyaPazarı dedikleri bir yer var. Bunca ıvır zıvırı, lüzumlu lüzumsuz bin yığın şeyi bir arada satana rastlamamıştım. Su pompası, İran çayı paketi, bahçe tırmığı, plastik eldiven, yün şişi, makara kukası, el terazisi, eski bir gramofon, çiçek dürbünü, cetvel-pergel takımı, üçlü priz, sigara-küllük takımı, mangal maşası, kitap açacağı, yalancı dolma sarma makinesi, Hint kınası, el tipi dikiş makinesi, korsan DVD ve daha yığınla bir şeyler.
BMGİBİ... Her yaştan, her yöreden, abartmayayım ama her milletten insan. Tunuslu bir genç kızla Rus delikanlısı aynı tezgahın önünde durmuş mal bakıyor, Çinli bir ailenin açtığı bir diğer tezgahta Azeri kadın Iraklı arkadaşına Arapça bağırıyor. Hacı malzemelerinin az ötesinde meraklısına oryantaldanskıyafetlerisatanları görünce de iyice zıvanadan çıkıyorum ama takometredüzeltmecihazı ilanına bir şey demeden geçen trafik polisinin bu toleransını anlayamıyorum doğrusu.