Şöhretin bedeli
Ses dergisi, o yılların en klas sanat bülteni. 1973 yılında magazin masum. Sinema hâlâ SadriAlışık ruhunun temsilcisi. Ahlaki değerler bugünkü gibi katledilmiş değil. MesutEngin de o yılların en yakışıklı jönlerinden biri. O yıllar için kaliteli sayılacak birçok filmin starı. Kartpostallarının satışıyla bile geçinecek kadar etkili bir bereketi var. Ama yıllar o kadar zalim ki...
***
O geçen yıllar, iyi bir ailenin kızıyla evlenmesine ve işletmeciliğe soyunmasına rağmen, insana verdiklerini fazlasıyla geri alıyor. Bir trafik kazası, bir vefasızlık ve ardından ters tepen bir talih. Sinemanın sahipsizliğine, televizyonların kalbi kasıklarında atan kadınları baş tacı eden sistemi de eklendiğinde, içler acısı manzaralar çıkıyor ortaya. Bir zamanlar sinemanın o yakışıklı jönü Mesut Engin, şimdi İzmir'de otobüs durağında yaşıyor.
***
Filmlerdeki sahnelerin etkisinde kalan insanların, çıkış noktasını içki şişelerinde ararken, kendisini kaybetmesi ilk değil. İçkiler şişede durduğu gibi durmuyor. Yakışıklı jönler de, alkışların arasından kayıp gidiyor yıldızlar gibi. Şimdi gözlerinde gizli bir pişmanlık ve yakarış var belki. "Şöhretgüzeldi" diyor. Sadece geceleri soğuktan şikayetçi, çünkü üşüyor...
***
MesutEngin'in o otobüs durağındaki kesintisiz teslimiyeti, bugünün şöhretli şahıslarına bir duyurudur aslında. Şöhretin yarısı paraysa, yarısı ölmektir. Şöhret, geleceğe borçtur. Günü gelince pahalıya ödeniyor. Ve otobüs duraklarında yatarken, lüks otellerdeki rüyalar görülmüyor.