Semih hakemin kusuruna bakmadı
Dün gece Fenerbahçe'nin yenilmesi için gerekli ortamı YunusYıldırım icat etmişti ama SemihŞentürk, bütün hesapları harika gollerle yerle bir etti. Tahmin edilen nedenlerle, 2 penaltısı verilmeyen bir takımın "sessizaskeri", yenilgiye itiraz ederken, muhteşem vuruşların adamı olarak da geceyi fethetti. Ama bir gerçek var ki, Fenerbahçe'ye ikinci bir emre kadar, penaltı yasak.
***
Dün ilk yarıda gündüz gözüyle izlediğimiz Fenerbahçe, ilk çeyrekte rakibe şifreler veren bir takım gibiydi. Alışılmış bütünlük duygusundan eser yoktu. Çarşamba gecesi harikalar yaratan Uğur Boral'ın yerinde yeller eserken, top kayıpları için sayım bile yapamadım. Gökhan Gönül, kendine düğümlenmişti ve savunduğu alan Gençler'in bereketli tarlası gibiydi. Kazım'ın maçla ilişkisi yoktu zaten.
***
Ama hava kararınca, Fenerbahçe'nin aydınlık yüzü ortaya çıktı. Mehmet Aurelio'nun hamaratlığı, Semih'in yalnızlığına arka çıkan diğer futbolcuların, rakip alan desteği, Fenerbahçe'yi kendine getirdi. Zico'nun usta değişiklikleriyle kendini onaran takım, 3 puanı söke söke aldı.
***
Fenerbahçe'nin verilmeyen iki net penaltısı var. Tuna'nın hava topuna eliyle müdahalesine hakem Yunus Yıldırım'dan zalim bir düdük darbesi ve cinayet! Ardından ikinci yarının başında Gökhan Gönül'e yine Tuna'nın hareketi ve yine penaltı.
***
Haksız bir arenadan yenilmeden çıkmak, her takımın harcı değil. Yanlışları anında görebilen gözler Zico'da mevcut. Oyunu anında değiştirebilen yıldızlar da bu takımda mevcut. O yüzden Fenerbahçe'nin kazanması için akıl almaz formüller geliştirmenin anlamı yok. Ama kesinlikle adaletli bir hakeme ihtiyaç var. Verilmeyen penaltı pozisyonlarını izlerken utandım. Utancın adını gurur koyacak değilim ya...