Baki kalacak gök kubbede Seda Sayan gündüz kuşağı programlarının primadonna'sıdır. Yıllardır "sultanlığına" karşı nice doğal akın (bazen de hayasızca) düzenlenmiş olsa da yılmadı, yıkılmadı hatta sarsılmadı bile. En kaba ayrımla "Onu seversiniz ya da sevmezsiniz." Ancak bu sübjektif durumunuz Seda Sayan'ın yıllar içinde pekişmiş, sınanıp denenip, tasdik edilmiş objektif durumunu etkilemez.
HORMONLU ŞÖHRETLER Nice yıl var ki tv sezonlarının o kahredici, öğütücü, erozyona uğratıcı etkileri Seda'da "yürüyen aksama" dokunamadı. Yıllık AGB raporları bir nevi "test edildi onaylandı" tescili verdi Seda Sayan'a. Taklitleri, iz sürücüleri ve tahtta gözü olan pek çok ismin yıldızlı, yaldızlı, hormonlu, bol promosyonlu taktik ve stratejileri her seferinde ağır kayıplara uğradı ve uğramakta berdevam. Çünkü Seda sadece bir "imaj" bir "format maymunu" bir "mış gibi yapıcı" değil. Geldiği, gördüğü, yaşadığı, atladığı, aştığı, takıldığı, düştüğü, kalktığı, ilerlediği her bir anı ve milimetreyi gücüne güç olarak katabilme marifetlisi. Allah'tan vergili yetenek ama aklını da yeteneğine yoldaş etmiş kıyak bir Adem kızı. Eksileri, eksiklikleri yok mu? Var elbette. Olmaz mı? Ama artıları eksilerinin çok ötesinde, buna itiraz var mı?
FİKİRLER VE ZİKİRLER Uzatmak, mini Seda Sayan analizine devam etmek mümkün. Ama min gayrı haddim, ona ülkemizin üç beş gerçek "televizyon starından biri" sıfatını canı gönülden verip, "bir yıldız nasıl söndürülür?" kısmına geçmek istiyorum. Belki o zaman gök kubbede yegâne baki kalacak şey hoş sedalarımız olmaz. Sıkılmaz okursanız işe yaramaz fikrimi az aşağıda zikrettim.