Edu'ya rağmen
Bir gece öncesinin Rüştü'sü marifet becermişti ya, Edu biraderimiz, Rüştü'den de baskın çıktı, o direk kendisi salladı golü kendi kalesine. Ben yine de Edu'dan çok Star spikerine ayar oldum. Böylesi bir heyecan kumkumasını Ömer Üründül'e rahmet okutacak pörsüklükte anlatmaya başladı önce. Ne zaman ki golü yedik akabinde biz de biz de attık, o vakit uyandı kan uykusundan. Lakin bu defa da laf ziyanlığına sıçrattı jargonunu. Alex golü atmış, adamın ilk cümlesi; "Oturun seyredin bu golü"
Şiştin mi Len oğlum ister oturup seyrederim ister amuda kalkarım, pozisyonu sana mı soracağım? Peki 2. cümlesi ne? "Alex'in golü stattaki herkesi ayağa fırlattı sayın seyirciler" Eee, hani oturup seyredecektik, şiştin mi spiker? Ha, bir de ikinci golümüzden sonra kerameti kendinden menkul bir tavsiyede bulundu. "Not alın bu golü. Unutmayın" İKİNCİ YARI Aslında en güzel gol Semih'in olacaktı. Ayak mesafesinden gelen topa niye kertenkele gibi atladı anlamadım. Sonrasında Uğur'un direkte patlayan topuna da siz de çok yandınız değil mi? Ah biraz da Daivid gününde olaydı, ikili mücadeleleri ya taca ya rakibe göndermeseydi ne yahşi olacaktı. 72. dakikada kalemizde görülen tehlikeyi hiç anlatmayayım da hatırlayınca sizde de tüyler dikelmesin. Kolin Kazım 80 dakikada daha zor olanı yapıp golü kaçırmasa ne kadar da rahatlayacaktık di mi? Neyse ki İnter'in PSV'ye karşı önde götürdüğünü bilmek de iyi geldi bize.
Şükürler olsun Neticeten şöyle ya da böyle atladık geçtik turu. Aslında bu iş buralara kadar kalmazdı, yürekler daralmazdı, iş böyle uzamazdı ama olsun heyecan sona kadar yakamıza ilişmiş karanfil gibi yürüdü geldi bizimle. Uğurlar olsun, kutlu olsun bundan böyle de Kanaryamın bahtı hep açık olsun.