Aile mutluluğu ve sorunları (1)
İnsanlığın ilk sosyal müessesi ailedir. Bir bakıma aile sosyal yapının, sosyal vücudun ilk hücresini teşkil etmektedir. Aile içindeki depremler, sosyal yapıyı, toplumun, insanlığın hayatını giderek etkilemekte, orada depremlerin çıkmasına neden olmaktadır. Aile hayatının güçlü olduğu, oradaki ilişkilerin sağlam olduğu dönemlerde toplumlara mutluluk gelmiştir. Biz bu yazımızda öncelikle aile mutluluğunu temin eden değerleri ele alacağız ve bunların yokluğundan veya azalmasından doğan mutsuzluğa dikkat çekeceğiz. Aile hayatı; çocukların, anababanın gelecekleri için bir garanti olduğu kadar, toplumun da geleceği olmaktadır. Aile hayatının üzerine oturduğu değerler
1- Cinsellik veBarış Rumsuresinin21.ayetindeYüceAllahbunu"sükunet" kavramı ile ifade etmektedir. Sükunet, kaynaşmak, barış ve cinselliğin meydana getirdiği rahatlık manalarına gelmektedir. Gerçekçi bir gözle bakınca, aile hayatının kuruluş temelinde cinselliğin olduğunu görürüz. Cinsellik içgüdüsünü disipline etmek, neslin meşru olarak üremesini temin etmek için gerekli olan müessese, ailedir. Aile hayatı olmadan cinselliğin sosyal tahribatını önlemek mümkün değildir. Cinsel içgüdü cereyan olan çıplak bir tele benzer, tutanı çarpar. O tele tutabilmemiz için onu cereyan geçirmeyen bir madde ile kaplamamız gerekiyor. İşte o zaman onu elinize alabilirsiniz. Aile hayatı da çıplak olan cereyan telini üzeri kaplı olan tel haline getiriyor ve o cereyanın insanları çarpmasını önlüyor. Ailenin bu görevi ile oynamak, cinsellik içgüdüsünün ortalıkta çıplak olarak dolaşmasına neden olacaktır. Cinsellik ahlakının üzerine oturduğu, iffet, namus ve haya duygularının yok olmasına kadar gidecek olan bu tahribatın önüne geçilemez olacaktır. Aile hayatında meydana gelecek olan bu cinsellik depremi, toplumsal hayatın çürümesine, çökmesine, derinden yaralanmasına, neslin asaletinin bozulmasına gidecek olan yolu açacaktır. İffet,namusvehayaduygularınıncanlıveetkinkalmasıailehayatınabağlıdır. Bu bakımdan ailenin yapısından bir taş sökmeye çalışmanın bedeli tarihte çok ağır ödenmiş (Hud,77-83) ödenmeye de devam edecektir. Nikahsızilişkilerin, homoseksüelliğin başını alıp gittiğini görüyoruz ve bu durum özendirilmektedir. Bu özendirilme çeşitli yollarla yapılmakta aile hayatının katlanılmaz olduğu imajı verilmektedir. Bu tarz bir pompalama, toplumları yıkıma doğru götürürken, zaman içinde bu yaşamı benimseyenlerin mutsuz olmalarına neden olmaktadır. Bunu önlemenin yollarından biri aile ve okul eğitiminde iffetin, haya duygusunun önemi hakkında bilinç verilmeli bilgilendirme yapılmalıdır. Genç kızlarımızın erkeklerin cinsellik eşyası, tutsağı, aleti olmasının önü alınmalıdır. Anababalar bu bilinci vermez, okul da bunu aşılamazsa, bu bakımdan toplumun önü karanlıktır. İlk insan Hz.Adem ile başlayan bu "nikahbağı" asla gevşetilmemeli, onunla oynanmamalı ve her zaman tazeliğini korumalıdır. Meşru cinsel ilişkilerin aile hayatının kurulması ve nikahla olacağı fikrini, inancını sağlam tutmalı ve böyle bir kültürün devamı sağlanmalıdır. Bu eğitimle hem sükunet, hem kaynaşma, hem de barış aileye gelecek ve toplum gemisinin hoş bir rüzgarla yürümesini temin edecektir. Bu gemiyi yaralamanın anlamı yoktur. Çünkü su alıp batması mukadder olur.
2- Sevgi Aile hayatının üzerine oturduğu direklerden biri de sevgidir. Sevgi denen duygu insana doğuştan verilmiştir ama onun büyüdüğü yer, tarla, müessese ailedir. Aileyi kuran temel içgüdü olan cinselliktir, ama onu yürüten, cennete çeviren de sevgidir. Sevginin olmadığı yerde cinsel içgüdü hayvanımsı bir ilişkiye döner. (Devamıyarın)
Servisi 
