Sorulara cevaplar
"Günümüzde bir dinler arası diyalog meselesi çıktı. Ben ve çevrem buna akıl erdiremiyoruz. Konuyu açar mısınız?"
* Sorunuzun cevabını ancak bir kitap yazarak cevaplandırabiliriz. Böylesine ucu derinlere giden bir oluşumu açıklamak kolay bir iş değil. Çünkü konunun içinde olanlarla dışında olanlar subjektif düşünmeden sıyrılamıyorlar. İşin içine bir de bilmemezlik, cehalet katılınca konu çıkmaza giriyor. Biz bu konuya kuşbakışı yaklaşacağız ve tarafsızlık gayreti içinde olacağız.
1- Yüce Allah 'tek' olduğu için dini de tektir ve tek olmalıdır. Tek olan Allah'ın birden fazla dininin olması işin tabiatına aykırıdır. Allah'ın gönderdiği bu tek dinin adı 'İslam'dır'. İslam bir süreç olarak geldi ve devam ediyor. İlk peygamberden son peygambere gelen bütün vahiyler, İslam dinini oluşturmakta, bu tevhid inancı ırmağını akıtmaktadır. Kur'an'da yer alan ve almayan peygamberlerin tamamı, İslam içinde görevlerini sürdürmüş, onun dışında bir din getirmemişlerdir. Diğer taraftan İslam'ın öne çıkan bir başka ilkesi de 'ahiret inancı'dır. Ahirete inanıyor da tevhid inancına, yani Allah'ın tekliğine inanmıyorsa, yine İslam dininin dışına çıkmış oluyor.
Maske olmaktan öteye geçmez 2- Diyaloglar, insanlığı şirkten kurtarmak için gerçekleştirilmelidir. Bunun anlamı, 'tevhit inancı'nı yaralayan bütün anlayışları dışta bırakmak amacına yönelik yapılmalıdır. Eğer bir inancın tarafını tutanların iyi niyetleri yoksa, tevhid inancının şemsiyesi altına girmeyecek, kendi yanlış inancını meşrulaştırma yoluna girecektir. Daha ileri giderek, kendi inancını diğerlerine kabul ettirme yolunu takip edecektir. Bunun adına diyalog denilmez. Diyalog kavramı bir maske olmaktan öteye geçemez.
3- Bu nasıl bir diyalogtur ki, taraflardan biri, Kur'an'ın sorgulanmasını, tartışmaya açılmasını istiyor. Şirk batağındaki inancını sorgulayamayanlar, neyi sorgulamaya açmaktadır? Siz buna iyi niyet diyebilir misiniz? "Benim zehirli, yani şirk dolu ırmağım aksın, senin gençlerini zehirlesin ama senin Kur'an'ını tartışmaya açalım" diyen bir beyin ile diyalog yapacaksın. Diyalog doğruyu, güzeli, hakkı ve iyiyi aramayı hedef alırsa o zaman faydalı olur ve insanlığa bir şeyler getirir ve şirk bataklığını kurutur. Boğazına kadar şirke batmış birinin üfürerek üstündeki güneşi söndürme çabaları ile diyalog olmaz ve bu, hak dinin doğasına aykırıdır. Diğer taraftan, şirke boğazına kadar batmış bir insana, "Gel sen bize doğruyu anlat, İslam'ı tanıt" demek bir ihanettir.
Hareket noktası yanlış ise... 4- Bilimsel araştırmalarda bir esas vardır. Hareket noktanız yanlış ise doğru neticeye varamazsınız. Günümüzdeki diyaloğun hareket noktası nedir? Ben onu bir türlü tespit edemedim. İlahiyat alanında bir araştırma, ana kaynak, temel metinden hareket edilerek yapılmalıdır. Ana kaynağı, metni, kitabı bilmeyenlerin diyaloğa ne katkısı bulunabilir. Burada ana kitabı, ana metni bilmemenin getireceği tehlikeyi düşünebiliyor musunuz? Böyle bir oluşumda, kendi anlayışlarından, yanlış mı doğru mu olduğu bilinmeyen inançlarından faydalanarak hareket etmek, doğacak çocuğun doğmadan ölmesi demektir.
Servisi 
