'Maalesef yer yok efendim'
Önce DevletTiyatroları'nı aradım. "Bugeceneredehangioyunvar?" dedim. Günde yüzlerce sorulan bu sorudan zerre sıkılmamış olduğu belli bir hanımefendi, tek tek saydı bana nerede ne var. Ama sonunda biraz gururlu biraz da mahcup ekledi: "Kasımboyuncahiçbiroyunayerimizyokbilesiniz." "İnsan olumsuz yanıt alır da sevinir mi?" derseniz, pek tabii sevinir. Biletleri biten DevletTiyatrosutemsilleriyse nasıl sevinmez?
ZORBELA Sonra ŞehirTiyatroları'na yöneldim. Aldığım yanıt yine aynı. Tek şansım, birileri "gurupbiletiniiptalettikleriiçin"FatihReşatNuriSahnesi'nde şimdilik 20 boş koltuk oluşunda. Telefon konuşmamız sırasında onların da 12'si doldu, aradan fırlayıp birini kapabildim neyse ki. SERT-MERT-SAĞLAM "TozluÇizmeler"oynanıyorReşatNuri'de. Bir dönem 403.Kilometre oyununu ayaklarda alkışladığımız sıkı yazar İsmetKüntay yazmış bunu da. Alemin "sert-mert-sağlam" yönetmeni EnginUludağ usta da sahneye koymuş. İstanbul'unişgalgünleri ortamını ve o günlerdeki insanlarımızın yılgınlığını, yorgun subayları, fırsatçı işadamlarını anlatırken, Anadolu'dakiBağımsızlıkSavaşı'na katılmanın zorunluluğunu da öne çıkartıyor.
DÜNSANKİBUGÜNDÜR Hani tam da "Vatanınbağrınadüşmandayamışhançerini/Yokmudurkurtaracakbahtıkaramaderini?" denilen zamanları sunuyor bize bu oyun. Sonrasında o bahtı kara maderleri, yani anneleri kurtaracak ne aslanparçaları çıkıyor ortaya görüyoruz. Laf aramızda oyunun dekorunu güncelle, giysileri bugünkülerle değiştir, tekste de bir-iki ufak düzeltme yap, "bugünbaşımızagelenler" diye çık oyna.