Stajyer Hicri sordu: General gazeteci kim?
Gazetenin koridorunda karşılaştık Stajyer Hicri'yle. "Bir dakika abi" deyip kenara çekti beni. - Abi son günlerde çok konuşulan o konu var ya... - Hangi konu? - Hani bir gazeteci kendisine general süsü verip telefonla bilgi almak istemiş. - Evet? - Büyüklerimiz ona kızmakta haklı di mi? - Tabii ki haklı. Böyle densizlik olur mu? - Aynen öyle düşünüyorum. - Aferin.
Çapanoğlu soru - Peki abi aynısını polise yapınca neden densizlik olmuyor. - O da ne demek? - Abi okulda benim gibi staj yapan 8-10 arkadaşım var. - Eee? - Onlarla da konuştum diğer gazetelerde de durum aynıymış. - Hangi durum? - Aramızda kalsın ama hemen hemen bütün muhabirler hatta bazen sen bile sesini değiştirip yapıyorsun ya... - Ne yapıyorum oğlum? - Abi karakolu filan arayıp "Ben baş komiser falanca" diyerek bilgi almaya çalışıyorsun ya... - Sus be oğlum bir duyan olacak. - Tamam abi duyurmayız da, bu durum ne peki? - Onu karıştırma. - Abi aynı şey değil mi. İtfaiyeyi arayan "Belediye başkan yardımcısıyım. Nerede o yangın. Durum ne?" diye soruyor. Hastaneyi arayan "Sağlık Bakanlığı'ndan arıyorum" numarası yapıyor.
Günah keçisi - Yani? - Yani sınırı geçenin sınırı olmuyor abi. Madem o gazetecinin yanlış yaptığı, kim olduğu konuşuluyor, tek başına günah keçisi olmasın. Bunlar da konuşulsun. - Evet aslında hiç birimiz yapmasak iyi olur. - Daha iyisi de var abi - Neymiş o? - Şefler müdürler ve senin gibi ağabeyler de genç bir muhabiri överken; "Bu çok zeki, çok fırlama bir çocuk. İleride fırtına olacak. Geçen gün 'Maliye Bakanlığı'ndan arıyorum' diye bir holdingi aradı; adamların çamaşır rengine kadar neler neler öğrendi" demesinler.