Lale devri çocuklarıyız biz
Hollanda "Laleler diyarıymış". Olsun bizimkiler de "Lale devri çocuklarıyız biz" dedi, şarkıyı da bırak destan yazdı dün gece. Oysa daha bir akşam önce Beşiktaş bozgununu gören gözlerim hala bu tek kale maçın travmatik deformasyonunu yaşıyordu. İşte bu yüzden hayli endişeli oturmuştum ekranın karşısına.
GOMEZ GÖM VE EZ Allah'tan başlar başlamaz Fener dalga dalga karşı kaleye akmaya başladı da çok sürmedi bu haleti ruhiyem. Düşündüm de, soyunma odasında takıma son rötuşları atıp, motivasyon gazlamalarını tamamlamaya çalışan Zico şöyle demiş olabilir mi? - Kalecileri kim? - Gomez - Öyleyse onu Göm ve Ez! Onlar da daha ilk devrede, yalı kazığı-fasulye sırığı karışımı kalıbıyla hava basan 1 numaralarına bütün numaralarını gösterdiler gördünüz.
İLKER YASİN'E AYAR OLDUM Kazım'ın, Gökhan Gönül'ün, Yasin'in takıma nasıl da uyum ve zenginlik getirdiğini düşünürken Star yorumcusu olan bir başka Yasin kardeşimin (İlker) akla seza yorumuna ayar oluveriyorum. Güya Alex'i övecek. Diyor ki; "Ahh ah, bu Alex PSV'de olacak ki takımın bütün çehresi değişir, çok başarılı bir takım olur." Biz bu lafın seçme saçmalığı konusunda fikir yürütürken ikinci bombasını patlatıyor; "Alex gibi topçun olsun, kaç para borcun olursa olsun".
TARAFTAR DEDİĞİN Bu arada Fenerbahçe taraftarının nasıl muhteşem ve dev bir koro olduğunu bir kez daha gördük dün gece. Takımın böylesi özverili böylesi atak ve içten oynamasında tribünlerden gelen kesintisiz ve coşkulu desteğin büyük rolü inkar edilemez. Zaten maçın son dakikalarında neredeyse bütün takımı tek tek sayıp övgüler düzmeleri de golsüz ikinci yarının öne çıkan jestlerinden oldu.