İşimiz Allah'a kaldı...
Sanırım başlık doğru. Yoksa haftanın her gününe devlet eliyle konulan şans oyunlarını başka türlü açıklayamıyor insan... Geçen gün Yeni Zelanda'da yaşayan bir Türk arkadaşımla laflıyoruz. Bilmeyenler için söyleyelim; dünyanın öbür ucundaki ülkede suç oranı "Yok" denilecek kadar az... Basit bir nedeni varmış bunun. Devlet, 16 yaşını geçen her vatandaşına çalışsın ya da çalışmasın sıkı bir maaş bağlıyormuş. Sosyal hakları da ekleyince yaşam standartları bir hayli yükseliyormuş oradakilerin... Aynı devlet, vatandaşı herhangi bir suça karıştığı zaman bağladığı maaşın miktarını hemen düşürüyormuş. Dolayısıyla Yeni Zelanda'da suç işlemek için hakikaten salak olmak gerekiyormuş. Bu yüzden de asayiş hep berkemalmiş. Neyse... Böyle bir devlet yapısını bize uygulamak sanırım çok güç. Ama bizde de devletin vatandaşını kolladığı başka yöntemler var. Dedik ya; şans oyunları mesela... Keşke işi şansa bırakmayan bir yaşam standartını sağlayabilseydik vatandaşımıza. Şans oyunları da adı üstünde oyun olarak kalsaydı... Topların sıradan mutluluklar için döndüğü bir oyun!