Cep telefonu terörü
Pazar sabahı, haftanın bir günü olsun uyuyabilmek için can çekişiyor vücudum. Buyıltatildeyapamadık. O başka bir yazı konusu ama... Biryandanpenceredeniçerisırıtangüneş,öteyandanodayahiçuğramayanrüzgar.Koşullarhakikatenzoranlayacağınız. Düş ile kabus arasında bir yerindeyim hem sabahın, hem de uykunun. Birandatelefonumdanmesajsinyaliyükseliyor. Yüreğim ağzımda. Sabah yedi suları filan. İnsanınmesajıaçtuşunabasanakadaraklınabinbirtürlüfelaketsenaryosugeliyor.Çolukçocukluyuzvesselam. Neyse. Açıyorum. "Bilmemnebankasıbilmemnekartındanmüthişfırsat" diye bir mesaj. Korkum yerini büyük bir öfkeye bırakıyor. "Yanıtla"tuşunabasıpağzaalınmayacakbirküfrüyazıyadöküyorum.Yolluyorumsonra.Uzayboşluğundadolaşacağınıbilebile... Benim bildiğim cep telefonu insanın kendi iradesi dahlinde kullanması gereken bir alet. İnsanlairadesininarasınagirenuyanıkGSMoperatörlerikullanıcılarınınisimlerininyüklüolduğuveritabanınısatarakbüyükparakazanıyor. Nasıl olsa gelen mesaja bakılacak ya; alan dünden razı, satan bin kere razı. Peki ya kullanıcı? Hakikatenözelhayatımızıterörizeedenbuabukluğabiranöncesonverilsin. Yerli yersiz, vakitli vakitsiz gelen mesajlar, insanı cep telefonunun varlığından soğutmanın dışında bir anlam taşımıyor. BuaradabenimGSMoperatörümVodafone.Amabiliyorumkiaynıtaciz,diğeroperatörlerdedefazlasıylavar... Umarım hepsinde bu tuhaf tacizlere "Yeterartık" diyecek bir akil yönetici de vardır!