Veterinerler kan ağlıyor
Türkiye'nin hayat damarlarından biri olan hayvancılığın ne hallere düştüğünü anlamak için veterinerlere kulak verilmesi gerekiyor. İşte size TürkVeterinerCamiası'ndan ibret dolu bir mektup. Et ve et ürünleri temel gıda maddemiz olduğuna göre, konu herkesi yakından ilgilendiriyor. Okuyalım, havyancılığımızın durumunu görelim:
***
Her şeyi çözümsüzleştiren ve eline yüzüne bulaştıran bir bakanlık var ortada. Gıda Kontrolü dendi güya AB'ye uygun kanun çıkarıldı ama tamamen içi boş ve uygulamada bir sürü karmaşa. Danıştay'ın iptal ettirdiği bazı maddeler sebebiyle çalışma izinlerini ve sicil belgelerini şimdi belediyeler veriyor. Hayvansal gıdaları (en riskli gıdalardır) kimin kontrol edeceği belli değil. Kanuna bu konuyla ilgili tek madde konmadı. Gıda kontrolleri ise kanunda sadece 4 yıllık fakülte mezunu dendiği ve meslek belirtilmediği için açık öğretim mezunları, makine mühendisleri, elektrik mühendisleri, inşaat mühendisleri gıda kontrolörü oldu. Şimdi sahada kontrolör olarak bunlar geziyor. Kesimhane ve kombinelerde 2 (iki) adet veteriner hekim çalışırken, yok efendim bir de akredite veteriner hekim olmalı ki devlet kontrolü olsun dediler. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Madem devlet gözetiminde olmalı, öyleyse mevcut 2 (iki) adet veteriner hekimin maaşını firmadan sen tahsil et ve veteriner hekim seninle muhatap olsun ama hayır illa üçüncü bir iş çıkacak ve işler sarpa sardırılacak olay kangrene dönüşecek. Politika bu! Veteriner fakültelerinin kalitesizliğini ve sayısının fazlalığını sorgulamadılar. Uzmanlık eğitimini açmadılar ve görüşlerini hiçbir zaman meslek örgütleriyle paylaşmadılar. Ortada veteriner hekimlere yapılmış özlük hakları konusunda çok büyük bir haksızlık var. Ancak Tarım Bakanlığı'nın politikası çözümsüzlük olduğu için o sorun da kangren olmuş durumda. Bir yılı aşkın bir süredir eğitimi kendisinden 1 yıl aşağı olanlardan arazi tazminatı hariç 200.00 YTL az almakta veteriner hekimlerin uzmanlık konusunda da bakanlığın politikası yine çözümsüzlük üzerine yarayı kangren etmekten başka birşey yapmıyorlar.
***
2000 yılından beri büyük baş hayvanları kayıt altına alıp sisteme kayıt etmek için uğraşılıyor. Ancak ortada bir sürü küpesiz ve kayıtsız büyük baş hayvan var. Çünkü uygulanan bir sistem yok. Suni tohumlama uygulamalarında ıslah ile melez ve cins sayısı arttırılacaktı, ortada fol yok yumurta yok. Şap aşılamalarını özele devrederek salgın hastalıklar kontrol altına alınacaktı. Özelden sonra aşı şişeleri (Kanunen yasak olmasına rağmen) Vatandaşların ellerinde cirit atıyor. Buna karşın ha bire fatura karşılığı Aşılama makbuzu Kesiliyor. Ortalık salgın hastalıktan, şap, kuduz, brucella, KKKA, tüberküloz, sarılıktan geçilmiyor. Kimse sorumluluğu üstlenip çözüme yanaşmıyor.
***
Yine sorun kangren olmuş durumda. Yurt içi veteriner sağlık raporlarında karmaşa ve kargaşa devam ediyor. Sevk Merkezi diyerek bazı iller vatandaşa eziyet merkezleri kurmuşlar. Bu merkezler hayvanları kayıt altına alıp salgın hastalıkları kontrol altına almak için kurulmuş gibi gözükse de tam tersi işlev görerek, kaçak hayvan taşımacılığını körüklemektedir. Çünkü buralarda vatandaşa engelli koşu yaptırılmaktadır. 15.00 YTL-30.00 YTL döner sermayeye makbuz kesilmektedir. Halbuki Tarım Bakanlığı'nın görevi çiftçiye ayağında hizmettir, vatandaşı ayağına getirip eziyet etmek değildir. Bakanlık genelge yayınlamış hayvan veya hayvan maddeleri sevkleri mümkün olduğunca mesai saatlerinde yapılacaktır, diye. Adam yazın sıcağında bu hayvanları nasıl yükleyecek, yola nasıl gidecek, bir çok hayvan telef oluyor. Özellikle arı nakilleri (Arılar karanlık olmadan kovana dönmezler) ve et nakilleri akşam saat 18.00-22.00 arasınada yapılmaktadır veya vatandaş sabah saat 3.00-4.00'de hayvanını yüklemektedir. Şimdi sen bu adam sabah saat 8.30'a kadar bekle öyle sevk verelim dersen adam da her şeyi göze alır ve kaçak gider. Hayvanlar kaçak gidecekse sevk merkezi kurmanın ne anlamı var?
***
Tarım bakanlığı yetkilileri de konuyu çok iyi bilmekte ancak bu konuyu da kangren haline dönüştürmüştür. Spot hayvan ilaçları ve kaçak hayvan ilaçları piyasada kol geziyor. Kılını kıpırdatan yok. Cezasını ise vatandaşlar çekmektedir. Ülke tarımı ve hayvancılığı çekmektedir. Salgın hastalıklar sebebiyle sağlıklarından olarak vatandaşlar çekmektedir. Artık vatandaş sizlerden hizmet bekliyor, samimiyet bekliyor, liyakat bekliyor. Kaçak güreş istemiyor. Bu sorunlar eller taşın altına koyarak çözülmeli. Veteriner camiasına, Hayvan Haklarına Destek Platformu