İnsansızlık!
Susuzluk korkusu başladı insanlarda. Dört yanımız denizdir de, devletin malı gibi görülür deniz, domuzlar tarafından. O yüzden sular seller gibi yağmalanırız. Haram denizlerde yat sefası yapanlardan korkmayanlar, şimdi susuzluktan korkuyor. Oysa hırsızlık ve yağma kirvemiz olur. Suyun tarihi kadar eski...
***
Kaç gündür ateşi üflüyor güneş... Çöl sıcaklarını davet eden gerçekleri, bizler çağırdık, bizi kırmadı. Ormanları çakal müteahhitlere hazine olması için yakılmış, ya da yağmalanmış bir ülkede bunlar olağan. Okyanustaki köpek balıklarını öldürenlerin günahı, bizim ülkemize kadar uzanıyorsa, ülkemizdeki günahlar bizi en zayıf yerimizden vurmayacak da ne yapacak? Devletin malı denizse, neden korkuyorsunuz susuzluktan? Oy verdiğiniz domuzların, sizlere bir damla su vermeyeceğinden mi?
***
Cehaletin yeşerdiği ülkelerde sular da tükenir, gelecek de... Çocuklarımızın alın terini su gibi içenlere ses çıkarmayanların, susuzluktan dert yanmaya ne hakkı var ki!
***
Bizler her gün suya yazdık yazılarımızı, okunmadı. Şimdi çorak topraklara yazarız, okunur. Bizlere susuzluk değil, bilgiye sığınmayanların yaptıkları katliam dokunur. Çocuklarımıza su içerken bile dokunan yılanlara, denize düşmeden sarılmanız dokunur.
***
Yüzü kızaran tek hayvandır insan. Ama hayvanlar kadar sadık kalmadılar doğaya... O yüzden diyorum ki... İnsanlar susuzluktan önce, insansızlıktan ölecekler. Kara haramilerin her yalanına itaat etmekten. Çocuklarına miras bırakmakla yükümlü oldukları dünyaya, ihanet etmekten.