Özgürlüğün zevkli bedeli
Geçen seneden beri başucumda okunacak kitaplar arasında sırasını bekliyordu; dünyaca ünlü yazar PauloCoelho'nun'Zahir' adlı eseri. 'Simyacı' ve beni etkileyen '11dakika' adlı kitaplarının ardından bu romanı da uzun süredir okumak istiyordum. Sonunda zamanı geldi ve 300sayfayı her boş anımda okuyarak bitirdim. Kitabı bitirdiğimde anladım ki, herşeyinbirzamanıvar. Belki benim bu romanı bu sıralar okumam da bile bir zamanlamafırsatı vardı. Kader,ün ve evlilik hakkında yeniden düşünmeye başlatan bu kitabı belki şimdi dahaiyi anlayabilecektim. Mesajları hayatıma göre dahaderin yorumlayabilecektim. Nitekim öyle de oldu... Kitabın konusu ve olaylar üzerine şimdilik bilgi vermeyeceğim ama bir obsesyonromanı diye de tanımlanabilecek bu romanda kahramanın özgürlükanlayışı çok hoşuma gitti. Kahraman, yazar Coelho'nun karakterinden kesinlikle izler taşıyor. Romandaki erkek, çocukken evdekilere, okulda arkadaşlarına, mezun olurken öğretmenlerine ve ailesine, 3 kez evlenip boşanmalarındaki kadınlara başkaldırabilmiş. Kendi düşünceleri hep önemli olmuş. Aşkınbittiğiyerde ayrılmış, çekip gitmiş, uzatmamış. Okuduktan sonra hangi mesleği seçeceğine kendisikarar vermiş; önce gazeteci sonra yazar olmuş. Kahramanı göz önünde bulundurup hayran olurken; ailelerininisteklerine sorgusuz boyun eğenlere, istemediğibiriyle evli kalanlara, nefretettiğiişte çalışanlara, hafta sonunda hoşlanmadığıbiriyleyemek yemek zorunda kalanlara üzülüyorum. Yazarın 'sadecehaftasonumutluolanküçükkalabalık' tanımlamasına da bayıldım. Bu arada özgürlüksadecebirinebağlıolmamak da değil; kendiniçineniyisiniseçebilmek. Herkes kendi işi gücüyle uğraşarak da biraradaözgür olabilir. Özgürlüğündebedeli var elbette, köleliğin olduğu gibi. Ama bir farkla; özgürlükiçinödenenbedelzevkveriyor! NOT: Tam bu yazıyı sayfa editörümüze teslim ediyordum ki, HıncalUluç'un köşesindeki 'okurlar' başlıklı yazısını gördüm. Eskitarihli bir yazısına dayanarak okurlar şehven 'Vay efendim, Simyacı'yıdahayenimiokumuş' diye sitem etmiş. Hem geçokusabileneolur? Nitekim, ben de 'Zahir'ibiryılgeçokudum, çok da mutluyum, çünkü tam zamanıydı. Bir de ekleme yapmış HıncalAbi (Uluç yazmayalım, kızıyor), Martı'yı çıktıktan 5 yıl sonra okumuş ve ilk baskısını satamayan kitap, o yazınca satış rekorları kırmış. Aynı şekilde 'ÇılgınTürkler'i de köşesine taşımış, kitap patlamış. HıncalAbi, ben kitaplarıüçledim, birkerebileyazmadın ama satış rakamlarım fena değil; ama yine de banadasatışrekorları kırdırmak istersen seve seve beklerim... Sevgiler...