Basit sorular bunlar ama...
Bir yıl önce okuduğum bir kitap geçti elime. Konusu çocukların bitmek bilmeyen soruları. Neden öyle? Neden böyle? Bazen bunaltmıyor değiller hani... Ama kitabın önsözünde okumuştum büyük sorular, küçük sorular, aptalca sorular, akıllı sorular, saçma sorular, güzel sorular, basit sorular, zor sorular... Yaşam sorularla dolu. Bir gün içinde kendi kendimize sorduğumuz soruları düşündünüz mü? Başarılarımızda, başarısızlıklarımız da, sıkıntıda, mutlulukta, taksi sırasında, markette, koşu bandında, yatakta, okulda, televizyon karşısında... Kendi sorularımıza kendimizce cevaplar bulmamız mümkün ama çocuklara verilecek cevaplar onların hayatında sizin tahminlerinizin üzerinde önem taşıyor. Yani kısaca sabırla, doğru cevaplar bekliyor onlar bizden. Mesela şu sorulara göz atalım: "Neden1+1=2'dir?" Alın bakalım cevabınız: "Neolacak?" Dünya daha ne kadar dönecek? Var mı herhangi mantıklı bir yanıt? Neden bazı şeyleri unutuyorum da bazılarını unutmuyorum? Ah ben de soruyorum hep kendi kendime! Neden hasta oluyorum? (...) Sevgi nedir? (Bilenler o kadar az ki...) Sorun bakalım bu soruları kendinize. Cevaplarınız sizi tatmin etti mi ya da daha önemlisi verilecek bir cevabınız var mı? Hele kitapta bir soru var ki, kanımca en kazık soru bu: Gökyüzünedenmavi? Kafayı fazla yormayın, BettinaStiekel "Çocuklarsoruyor,Nobel'lilercevaplıyor" alın, kopya çekmek sonuna kadar serbest!!! Ne de olsa çocuklarımızın geleceği söz konusu...