Bekârlık züğürt tesellisidir Evet, aynen öyledir!!! Sultanlıkmış, hepsi boş hepsi safsata. Kimgerçektenkatılmakisterkibuyalnızlıksenfonisine? Ama hani arkadaşlar, dostlar? Onlar da bulduklarında aradıkları yarılarını çekip gidecekler; iki kişilik mabedlerine çekilecekler. Bu ayıplanacak bir durum değil aslında. Aksine, dostunuz sizin gerçekten dostunuz ise onun için yürekten bir kahkaha atıp sevgiyle kucaklayın onu. Sevinin onun için ve bilin ki artık birlikte geçirdiğiniz o saatlerin, o eşsiz muhabbetlerin, o günlerin ve gecelerin başkasına ait olduğunu... Aksi bir tavır varsa bilin ki, dostunuzun hayatında doğru gitmeyen bir şeyler var; aşkla tutku, sevgi ve saplantı, mutluluk ve huzursuzluk hepsi birbirine girmiş demektir. Bekarolmaktandahabeterbirbelanıniçindedirarkadaşınız; sırf 'ben artık bekar değilim' diyebilmek ya da biz kadınların kafasında dolanan binlerce yılandan birinin peşine takılıp gitmenin sonucudur bir bakıma. O yılanlar kadınların umutsuz bir anında beyinlerinin en arka kısımlarına zehirlerini akıtırlar, bulduklarını düşündükleri o umutsuzluk çukurunda iyice dibe vururlar. Hal böyle olunca kadınzekasınınküçümsenmezhızıylaölçüptartmadan,duygularıumursamadan,değeryargılarınıhiçesayarakbeklentisizannettiği,gerçektekendizihniniürettiğikorkularınesiriolmuşbirşekildekendinibeyazgelinliğininiçindebuluverir. Zafer onundur. Peki ya sonrası? Yıldırım nikahlarının günümüz ortamında açıklaması budur aslında, ne yazık ki istisnalar kaideyi bozmuyor, bozamıyor. Etrafınıza bakın, bu aralar evlilik bir moda olmuş durumda, onun da sonu sezon çantalarından farklı olmayacak; zihnimizin tozlu raflarından birine atılıp unutulacak. Günümüzmedyatikevliliklerineşöylebirgözatalım:Ortalamabirzekayasahipherkesbunlardançocuğununakıbetiniöncedentahminetmiştir. Hırsları törpülenmemiş, hayatla alıp veremediği olanlar, evlilik kurumunun çerçevesini radikal bir şekilde genişletmeye çalışanlar, modernlik ve dejenerasyonu ayırt edemeyenler, evlilik kararlarında bir sebebi aşktan mühim sananların sonu aynıdır. Pekiyaaşkkadınlarıiçindeşanssızolanyokmudur?Olmazolurmu!Gerçekhüzünonlarınkalbindevarolandır.
KENDİNESARILMAK Aziz Nesin şöyle demiş: Soruyorlar 'Neden bu kadar çok bekar kadın var?' diye. Hepsi kariyer derdinde olan... Çünküinançlarınıyitirdiokadınlar.Zamanındayüreklerineokadarçokiğnesaplandıki,okadarçokağladılarkiartıkkendilerindenbaşkabirdoğruolmadığınainanıyorlar,oyüzdenkendilerinesarılıyorlar.Çünkübiliyorlarkisarıldıklarıadamlaronlarıhaketmedi,hemdehiçbirzaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. Ee, o zaman niye sarılsınlar ki... Yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek doğrusu kalmıştır, kendisi... Kadın yüreğini bu kadar iyi ifade eden 'aziz' bir yazarın satırları anlatır günümüz bekar kadınlarını. Kariyer tabii ki çok önemlidir kadın için. Kendine saygısı, başkalarından beklediği saygı için. Amahayattekraundlukbirmaçdeğildir,değişikevrelerdebaşkahazlardanzevkalabilmemiziçinyaratılmışvarlıklarızbizler. Hiçbir maddi başarı maneviyatın yerini almamalıdır. Kariyerpeşindekoşarkenarkamızdabıraktıklarımızaşöylebirgözatalım,aradabirruhumuzuokşayacakşeyleredevakitayıralım;aşkavakitayıralımveneyaşamışolursakolalımyinedeonainanmaktaısrarcıolalım. Kim bilebilir ki hayatının hangi evresinde diğer yarısını bulabileceğini? Kimse doğru olmayan isimlerde, durumlarda, hayatlarda takılı kalmasın. Yaşadığınız her kötü şeye "etraf ne der" korkusuyla sahip çıkmaya çalışmayın. Unutmayın, bir yerlerde gelecek yarınız sizi beklemekte. Bunun için de bir süreliğine bekar yaşamanın keyfine varın. Kendinize ve ruhunuza dinlenmesi için izin verin. Doktorlar biten her yoğun ilişkinin ardından en az üç ay süre biçerler sağlıklı bir yeni seçim için. Geçen ayki Dishy'nize bir göz atın: İlişki bağımlısı olup olmadığınızı rahatlıkla anlamanız için bir test verdik sizlere. Sonuç pozitifse acilen kendinizi yatıştırın.
HAYATYENİBAŞLADI... Ben isminin altına birçok başarılar sıralamış gibi görünüyor olabilirim; ama bu demek değil ki yapacak bir şeyim kalmadı. Aksine, hayat benim için yeni başladı. Kariyerin, başarıların paylaşılmadığı sürece önemi olmadığını kavradım. Ne yazık ki etraf bunu geç kavrayan, hayat treninin arkasından ağlayanlarla dolu. Onlardan biri olmayın; aşka inanın, her gözyaşının sizi olgunlaştırdığına inanın ama kariyerinizi boşlamayın. Kendinizi önemsemekten taviz vermeyin ve asla "Kocamın soyadı benimkinden mühimdir" demeyin. Sevgiylekalın...
Servisi 
Evet, aynen öyledir!!! Sultanlıkmış, hepsi boş hepsi safsata. Kim gerçekten katılmak ister ki bu yalnızlık senfonisine? Ama hani arkadaşlar, dostlar? Onlar da bulduklarında aradıkları yarılarını çekip gidecekler; iki kişilik mabedlerine çekilecekler. Bu ayıplanacak bir durum değil aslında. Aksine, dostunuz sizin gerçekten dostunuz ise onun için yürekten bir kahkaha atıp sevgiyle kucaklayın onu. Sevinin onun için ve bilin ki artık birlikte geçirdiğiniz o saatlerin, o eşsiz muhabbetlerin, o günlerin ve gecelerin başkasına ait olduğunu... Aksi bir tavır varsa bilin ki, dostunuzun hayatında doğru gitmeyen bir şeyler var; aşkla tutku, sevgi ve saplantı, mutluluk ve huzursuzluk hepsi birbirine girmiş demektir. Bekar olmaktan daha beter bir belanın içindedir arkadaşınız; sırf 'ben artık bekar değilim' diyebilmek ya da biz kadınların kafasında dolanan binlerce yılandan birinin peşine takılıp gitmenin sonucudur bir bakıma. O yılanlar kadınların umutsuz bir anında beyinlerinin en arka kısımlarına zehirlerini akıtırlar, bulduklarını düşündükleri o umutsuzluk çukurunda iyice dibe vururlar. Hal böyle olunca kadın zekasının küçümsenmez hızıyla ölçüp tartmadan, duyguları umursamadan, değer yargılarını hiçe sayarak beklentisi zannettiği, gerçekte kendi zihnini ürettiği korkuların esiri olmuş bir şekilde kendini beyaz gelinliğinin içinde buluverir. Zafer onundur. Peki ya sonrası? Yıldırım nikahlarının günümüz ortamında açıklaması budur aslında, ne yazık ki istisnalar kaideyi bozmuyor, bozamıyor. Etrafınıza bakın, bu aralar evlilik bir moda olmuş durumda, onun da sonu sezon çantalarından farklı olmayacak; zihnimizin tozlu raflarından birine atılıp unutulacak. Günümüz medyatik evliliklerine şöyle bir göz atalım: Ortalama bir zekaya sahip herkes bunlardan çocuğunun akıbetini önceden tahmin etmiştir. Hırsları törpülenmemiş, hayatla alıp veremediği olanlar, evlilik kurumunun çerçevesini radikal bir şekilde genişletmeye çalışanlar, modernlik ve dejenerasyonu ayırt edemeyenler, evlilik kararlarında bir sebebi aşktan mühim sananların sonu aynıdır. 
