Demokrasi mi tehdit edildi?
Diyorlar ki: Askeri muhtıra demokrasiyi tehdit etti. Dinleyenler alkışlıyor. Bravo, yaşa, doğru söyledin liberal arkadaş!..
***
Ben de diyorum ki: Tehdit edilmesi için önce demokrasinin olması gerekiyor. Var mı demokrasi? Nah var!..
***
Ama pardon, haksızlık etmeyelim... Bir miktar demokrasi var elbette... Ne kadar var biliyor musunuz? Seçimleri yapacak kadar var... Seçimlerde, genellikle parası bol, sağcı bir partiye yüzde 20-25 civarında bir oy çıkartıp, iktidara oturtacak kadar var. Neden sağcı bir partiye peki? Türkiye genellikle sağcı bir memleket de ondan... Solcular zaten solcu değil. Öyle gerektiği için öyle yapıyorlar. Sağcı, muhafazakar, milliyetçi falan tekmil sağ partiler de milletin genel sağcı eğilimini tepe tepe kullanıyorlar.
***
Demokrasi bir miktar var dedik. Ne kadar var? Seçmenin yüzde 25'inin oyu ile seçilmiş iktidar, Ankara'ya sanki seçmenin tamamının oyunu almış gibi yerleşsin diye var.
***
Bizim liberaller (tıpkı mürteciler ve tarikatçılar gibi) burada da pek cafcaflı konuşuyorlar: İktidar seçilmiştir kardeşim, atanmış değil! Hemşehrim, atanmışlar cüzzamlı mı peki?
***
Arkadaşlar seçime ve seçilmişlere saygı gösteriyorlar ya... Peki, şimdiki iktidara her 4 seçmenden 3'ünün oy vermemiş olması realitesini neremize sokacağız? Kör müsünüz siz? Askeri muhtıraya kafa tutarken, güzel güzel demokrasicilik oynuyorsunuz da her 4 seçmenden 3'ünün iradesini ve temsil edilme özgürlüğünü nereye tıkıştırıyorsunuz? Var mı böyle bir demokrasi?
***
Ne demiştik, demokrasi bir miktar var demiştik. Var tabii... Ama kime var demokrasi? Mesela, Cumhurbaşkanı adayınızı lütfen açıklar mısınız, diye soru yöneltilen Başbakan'ın, Verdik ellerine çelik çomak oynuyorlar, diye milletle husye geçmesi konusunda demokrasi var elbet.
***
Bu arada Meclis Başkanı Arınç'ın tepe tepe kullandığı demokrasiyi de görmezden gelmeyelim. Ne dedi Arınç? Çankaya'ya dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz! Daha önce seçilenler dinsizdi çünkü! Gördünüz mü ne kadar geniş ve kullanışlı bir demokrasimiz varmış.
***
Birçok yazımda şu soruyu da sormuştum velakin: Laiklik ve Cumhuriyet konusunda çok hassas olan Genelkurmayımız, faili meçhul cinayetler konusunda da aynı hassasiyeti gösteriyorlar mı acaba? Hükümetler göstermiyor çünkü... Madem askerler önemli konulara ağırlık koymayı görev sayıyor. Bir ülkede, sayısız faili meçhul varsa, bundan daha önemli konu olabilir mi?
***
Bundan 30 yıl önce, Taksim'de 1 Mayıs mitinginde, 35 kişi cinayete kurban gitti. Hangi sivil seçilmiş, cinayeti kimlerin işlediğini merak etti? Hangi atanmış merak etti? Bana hiç kimse demokrasi deyip durmasın... Asabım bozuluyor.