Pirelenmeyelim mi?
Ben söyleyeyim, siz karar verin. Biz her türlü fanatizm ve radikalizmden pirelendiğimiz zaman tu kaka oluyoruz, demokrat bir tavır sergilediğimiz zaman da iktidar işbirlikçisi oluyoruz. Sonra oturup tartıyoruz. Bir yerde hata yaptık mı diye... Görüyoruz ki, kimi icraatlar ve uygulamalar, bizi mecburen pirelendiriyor. Belki yerinde olarak, belki de evhamdan ama öyle...
***
13 Nisan'da Resmi Gazete'de bir yönetmelik yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Bu yönetmeliğe göre, artık okul müdürlerini ve müdür yardımcılarını Milli Eğitim Bakanlığı değil, yerel eğitim ilçe başkanları ile valilikler atayacak. Daha önceki bütün kriterler ve sınav sistemi kaldırıldı. Şöyle olacakmış: Okul müdürleri, kendi yardımcılarını seçecek... Müdürleri de il veya ilçe eğitim müdürlükleri atayacak.
***
Mertçe söylüyorum. Bana, İlk bakışta bu yönetmeliği nasıl değerlendiriyorsun, deseniz şöyle söylerim: Çok yerinde bir karar. Ankara'nın hükümranlığına son veriyor, inisiyatifi demokratik bir biçimde yerelle paylaşıyor. Yani adem-i merkeziyetçi bir karar gibi görünüyor.
***
Evet teoride böyle... Fakat pratikte neler olabilir, biraz düşünelim mi? İktidara güveniyorsanız, genel olarak da Türkiye'de kansere dönüşmüş partizanlığa bakmıyorsanız, teoriye saygı gösterirsiniz. Olumlu bakarsınız. Ama ya siyasi iktidar, bunu kadrolaşma stratejisi ile getiriyorsa?.. Müdür yardımcılarının seçimini müdürlere bırakmakla, okullardaki tüm öğretmenleri belirli bir çemberin içine hapsetmeyi tasarlıyorsa... İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de istedikleri okula istedikleri müdürü getirmekte özgür hale gelmiş olacaklarsa...
***
Bazı okurlar bize, Her şeyden pireleniyorsunuz, diye sitem ediyorlar ama... Bunda acaba politik iktidarların hiç mi kusuru yok? Biz manyak mıyız?