Asıl mesaj neydi?
14 Nisan Ankara mitingi, basından geniş yankı uyandırdı. Sadece haber olarak değil, devam eden günlerde yorumcuların kaleme aldıkları düşünceler bakımından ciddi biçimde önemsendi.
***
Ne yazık ki bize özgü temel arızayı, bir kere daha yaşadık. Herkes, siyasi duruşuna göre, taşıdığı fikri yapıya göre değerlendirdi bu görkemli gösteriyi... Hükümet cephesinden en sert eleştiri, Milli Eğitim Bakanı Çelik'ten geldi. İçi boş sloganlarla Atatürkçülük yapıyorlar. Kim yapıyor, onu söylemedi Bakan Bey.
***
Mitingi tertip eden ve konuşmaları yapan Atatürkçü Düşünce Derneği ile tıpatıp aynı görüşte olan arkadaşlar da tam aksi yönde abarttıkça abarttılar: Çankaya yolu kapandı! Liberal demokrat yazarlar ise mitingde yapılan ajitatif konuşmaları, devlet vurgulu ideolojiyi ve aşırı milliyetçi söylemleri dikkate alarak şunu demeye getirdiler: Bu mitingde demokrasi vurgusu güme gitmiştir.
***
Nedense, üç ayrı kampa çekilmiş düşünce, politika ve yazı adamları çok çok önemli bir noktayı görmezlikten geliyorlar. Birincisi şudur: Bir mitinge katılan halk kitleleri ile o mitingi kendi politik ve ideolojik çizgilerine uygun bir güç haline getirmeyi düşünenler, her zaman tek bir gerçekliği oluşturmazlar. Tam bir bütünsellikten de söz edilemez. Heyecanlı konuşmalar çok keskin ideolojilere oturtulmuş olabilir ama oraya giden herkes, konuşanlarla tıpatıp aynı görüşte demek değildir. Aksi halde, konuşmacıları esas almakla, yüz binlerce halkı ıskalamış olursunuz.
***
İkinci olarak, mitingdeki ezici kadın çoğunluğu göstermektedir ki, aynen yukarıda söylediğim gibi, asıl mesaj, Çankaya Köşkü hamlesi ile, bilhassa kadının kamu yaşamına ve sosyal özgürlüklerine yönelecek muhtemel dayatmalardan duyulan endişe ve kuşkulardır. Bu haklı endişe ve korkuların, mitingdeki militan ideolojik söylemlerle ne kadar örtüştüğüne lütfen siz karar verin. Konuşan ve mitingi yönetenlerin faşizme ne kadar yakın durduklarını, halkın ise bundan tamamen habersiz olduğunu göremiyorsak, yorum falan yapmaya kalkışmayalım.