Blair'e düşen
Bekara karı boşamak kolaydır diyebilirsiniz. Ben de itiraz etmem buna. Bildiğiniz gibi, İran, Basra Körfezi'nde yakaladığı 15 İngiliz askerini gözaltına aldı. Gerilim tırmanıyor. Tırmanan gerilim, pekala bizi de etkiler... O yüzden en azından fikir jimnastiği yapmakta yarar var.
***
Bizim gazeteler, "Başbakan Erdoğan araya girdi, İran yumuşadı, hiç değilse kadın asker serbest bırakılacak" diye üfledilerse de, olmadı. Şimdi İran, "Blair özür dilesin", diye tutturuyor. Kapalı bir rejim olduğu için de diplomasi yolları zaten pek işlemiyor. Blair ise, özür dilemem, diyor.
***
Blair'in yerinde olsaydınız, 15 askerinizin hayatını kurtarmak için özür mü dilerdiniz, yoksa İran'la savaşa mı tutuşurdunuz? Ben kestirmeden ve hiç tereddüt etmeden söyleyeyim. Ben Blair'in yerinde olsaydım, derhal çıkıp özür dilerdim. "Evet, istemeden yanlış yerde konuşlanmışız, özür diliyorum." Böylece askerlerimi alırdım. Bence, 15 askerin hayatı, bir başbakanın yüzlerce özüründen daha kıymetlidir. Ve özür yoluyla da olsa, önemli olan askerleri kurtarmaktır. Eğer, Blair'in tek derdi, İran üzerinden yeni bir cıngar çıkartmaksa bilemem.
***
Bana 'senden devlet adamı olmaz' diyebilirsiniz. Hiç üzülmem. Olmayacağını ben de biliyorum zaten..