Vakıf olmak!
Gazetelere bakıyorum, belgeler havada uçuşuyor. Falanca gazete grubu, filanca mevkideki inşaatına "ekkatimarizni" talep ediyormuş... Bunu, kendilerini kamuoyuna "bağımsızgazete" diye yutturanlar iddia ettiler ilk önce... Hasımlarına kazık atmaktan ve yalan haber yapmaktan başka hiçbir kritere vakıf olamadıkları için, tamamen yasal olan bir talebe "haksızkazançmış" gibi yaklaştılar. Dünyanın her yerinde işler böyle yürür oysa...
***
Bir yatırımı, daha verimli ve değerli hale getirmek için devletin ilgili kurumlarına yasal başvuruda bulunur, izin istersin. Verirler veya vermezler. İzlenen yol, katma değer yaratmakla ilgilidir ve meşrudur. Yetkili kurum, gerekli yasal izni verirse, ülkeye, ekonomiye ve topluma yatırım yapılmış olur. İzin verilmezse de, verilmez.
***
Buna karşılık, yasal bir başvuruyu çarpıtarak, kamuoyuna haksızlık gibi yansıtanlardan konuya vakıf olmalarını elbette beklemiyoruz. Çünkü biz onların nelere vakıf olduklarını çok iyi biliyoruz. Hiçbir doğruluk kriterine vakıf olmayan bu insanların, çeşitli vakıflara sahip olduklarını biliyoruz ama... Bu vakıflar aracılığı ile, devlet içinde kurdukları örtülü ilişkilerle, devletin arazilerine el koyduklarını, mahkeme kararlarına rağmen fuzuli şagil durumuna düştüklerini görüyoruz. Sen, devletin mülkiyetinde olan yüzlerce dönüm araziye kiralama yöntemiyle el koyacaksın, oraya tamamen kaçak bir sürü yapı konduracaksın, bunu da eğitim vakfı adı altında yapacaksın, sonra da ortaya çıkıp; "Arkadaşlar inşaatlarına ilave kat yapmak istiyorlar", diye bağıracaksın!.. En acıklı olan nedir peki? Basın kartı taşıyorlar. Kendilerini gazeteci diye tanıtıyorlar. Devleti de bu yolla ayartıyorlar.