Traktör patladı
Bizim okuyucumuz, köşe yazarlarının tarım ve hayvancılıkla ilgili yazılar yazmasına alışkın değil, biliyorum. Belki aralarında, yahu bu adamın sığır çiftliği mi var, ikide bir damızlık, sığır ve hayvancılık konularına giriyor, diye düşünenler bile olabilir. Keşke bir sığır çiftliğim olsaydı, olabilseydi... Bir sürü iki ayaklı zırtapozlukla didişeceğime, sığırlarla uğraşmayı tercih ederdim, inanın...
***
Ama anlamakta güçlük çektiğim konular var. Başbakan Erdoğan, Tarım Bakanlığı'nda üreticilere yönelik yaptığı konuşmada şöyle diyordu: - İktidarımız döneminde traktör satışlarında patlama yaşandı. 2002 yılında 8 bin olan traktör satışları, 2006 yılında 42 bine yükseldi. Başbakan'ın yanıltıcı sözler söylediğini ima edecek değilim. Fakat şuna inanıyorum. Kağıt üzerindeki rakamlar her zaman gerçeği yansıtmayabilir.
***
Durum sahiden üretici köylü açısından çok iç açıcı mıdır merak ediyorum. Sadece traktör satışlarının artmış olması, köylünün mutlu ve müreffeh olduğunu gösterir mi? Ne yazık ki, tarım ve köylünün vaziyeti ile ilgili yazılarıma gelen tepkiler böyle söylemiyor. Gerçekte köylü borç batağında!.. Nasıl ki son 8-10 yıl içersinde şehirliler, hem kredi kartı hem de otomobil, ev ve muhtelif tüketici kredilerinin esiri haline geldiyse, köylü de kredi borcu bataklığında debeleniyor.
***
Geçen gün izlediğim bir TV programında yeni traktör almış bir üretici şöyle anlatıyordu durumunu: - Evet, yeni traktör aldım. Bunun için eski traktörümü 20 milyara sattım. 5 milyarını bankaya peşinat olarak ödedim. Kalan 15 milyarla öteki borçlarımı ödedim. Sonra yeni traktörü aldım. Daha büyük borca girdim. Tevekkel taalallah diyoruz.
***
Demek ki köylümüz, traktör kredisi kulanılıyor ama aynı zamanda da kredi borç batağına biraz daha batmış oluyor. Tıpkı şehirlinin, kredi borç batağına battığı gibi...