Yabancı payına sınır geliyor (mu)
Biliyorsunuz, Türkiye'de yabancıların banka alması önünde hiçbir sınırlama yok. İsteyen yabancı banka Türkiye'de banka alabilme imkanına sahip. Bu doğru mu değil mi, artık onu tartışmanın bir alemi kalmadı. Zaten Türkiye pazarına girmeyi hedefleyen bankaların neredeyse tamamı, ama ortak ama hakim hissedar şeklinde pazara adımı atmış durumda. Bankacılıkta yabancılara sınır da eskisi gibi sıcak bir şekilde tartışılmıyor. Ya da biz öyle düşünüyoruz. Çünkü bana bilgisi gelen bir mektubun içeriği bu tartışmayı yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Bankacılar arasında kulaktan kulağa yayılan söylentiye göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) satış aşamasında olan bankaların yönetimine birer mektup göndermiş. Mektupta "Eğer yabancılara satmayı planlıyorsanız bize mutlaka danışın" deniyormuş. Satış aşamasında olan banka sayısı, en azından kamuoyuna yansımış olanlar bir elin parmakları kadar ancak.
'BDDK noter makamı değil' Bunlara, satış anlaşması açıklanan ancak BDDK'dan onay çıkmamışlar da dahil. Asıl ilginç nokta da burası. Satılması için yabancılarla anlaşılan ve kamuoyuna duyurulan bankaların yönetimine de aynı mektubun gittiği konuşuluyor. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in bankacılıktaki yabancı payına bakışı bir sır değil. Bilgin daha öne noter makamı olarak görülmenin kendisini rahatsız ettiğini açıklamıştı. Tevfik Bilgin ayrıca "İleride Türkiye Bankalar Birliği Başkanı'nın 'Mr. bilmem kim' olması fikrine alışamadım" diyerek, yabancı payındaki artıştan duyduğu endişeyi net bir şekilde ortaya koymuştu. BDDK'dan bu sesler gelse de gerek Başbakan Erdoğan gerekse Devlet Bakanı Ali Babacan yabancı payına sınır olmayacağını sık sık dile getiriyor. O zaman akla şu soru geliyor. Bu mektup gerçekten gönderildiyse acaba bankacılıkta yabancı payına siyasilerin bakışında bir değişiklik mi oldu? Yoksa bu BDDK'nın endişeli bakışının bir devamı mı? Bu sorunun cevabı tartışmanın yönünü netleştirir diye düşünüyorum.