Eski yılda olduğu gibi
Dünyanın hiçbir ülkesinde, Futbol Federasyonu seçimi bu kadar gündem oluşturmaz. Ama dünyanın hiçbir ülkesinde Haluk Ulusoy gibi federasyon başkanı da yoktur. Ne utançtır ki, ülkemizden başka hiçbir toprakta, şampiyonluğu belirleme gücü olan bir federasyon da yoktur. Bizler geçen yıldan kalan utançları silmeden, yeni yıldan ne bekleyebiliriz ki! Yeni bir seçim, adaletin temsilcilerini mi iktidara getirecek? Politika ve kendi çıkarlarıyla eşleşen bir sistem müritlerini beslerken, futbolun adaletine mi yatırım yapılacak! Geçiniz! Haluk Ulusoy'un ektiği düzen, Adnan Polat, İlhan Cavcav ve Cemal Aydın gibilerinin başını çektiği düzen, ülkenin kaymağını daha çok yiyecektir. O yüzden tribünler de birbirini yiyecektir. Tek başarının şampiyonluk, tek yatırımın devletin sırtından geçinmek olan bir futbol arenasında, kurban edilen çocuklar olacaktır yine. Beynine şiddet enjekte edilen, küfürle beslenen ve adaletin zerresine saygı duymayan futbol toplulukları sistemin eseridir. Futbolun tabiatına aykırı adamların, başkan ve yönetici olması da yadırganmaz. Böyle bir ülkede spor programları düşünce üretmek yerine, hakem hatalarının sırtından geçinir. Gazetecilik yalanla ve yönetici ilişkisiyle arkadaştır. Çünkü haberin kaynağı yöneticilerdir artık. Ve bu arsız alışverişte, kulüp yazarları yöneticiler için erketeye yatar, habercilik için değil. Kadavralar ekrana çıkartılır, şike itirafçısı olarak. Yeni yılda kulüp yazarlarını, adaletsizliğin köprüsünü uçurmaya davet etsem, gelmezler. Onlar yağdanlık olmayı, çanak soru bankalarına mevduat yatırmayı ve kalemlerini altın suyuna batırmayı çok seviyorlar. O yüzden onların bu yıl da ağzı kulaklarında olacak. Ağzı yönetici ağzı... Kulakları yönetici kulakları.