Okur ve yazar
Okur: Sizi çok seviyorum. Bana kazandırmış olduğunuz hayat tecrübelerinden dolayı sizi, alnınızdan öpüyorum. Rumuz: Diyarbakır'dan Pınar. Yazar: Sizi gözlerinizden öperim. Okur: 'Binbir Gece Yalanı!' başlıklı yazınızı okudum ve hiç beğenmedim. Oysaki kadınlar ile ilgili yazılarınızda çoğu zaman size hak veriyorum; ama bugün haddinizi aştınız. Diziden yola çıkıp her kadını aynı kefeye koyamazsınız. Siz bir anne değilsiniz. Bir anne çocuğu için her şeyi yapabilir. Siz sanatçıları görmüyor musunuz? Her gün birisiyle birlikteler. Siz önce onları yazınız. Rumuz: Aysel. Yazar: "Güneş balçıkla sıvanır mı?" Sıvanmaz. O zaman ben de başkalarının hatalarını örtbas etmek için, hata yapanların hayatlarını mı yazayım? O dediğiniz bazı sanatçı kadınları televizyon ekranında görüyorum. Hepsi aşk arıyor! Aşk aramadıklarını hepimiz biliyoruz. Paralı adam arıyorlar. Ne yapayım? Onların hayatını yazayım da gecelik fiyatlarını mı artırayım? Okur: 'Binbir Gece Yalanı' başlıklı yazınızı çok beğendim. Keşke herkes sizin gibi düşünse. Bazı çirkinlikler, çağdaşlık diye nitelendiriliyor. Toplum çökmüş durumda. Bu tip kadınlar yüzünden olan bizim gibi kadınlara oluyor. Erkeklerde önyargı oluşuyor. Bizi de aynı kefeye koyuyorlar. Bir erkeğin böyle yazması güzel. Rumuz: İlknur. Yazar: Kimi sizin gibi övüyor; kimi ise sövüyor. Bektaşi'nin de dediği gibi, 'öven de bizden, söven de!' Ben, kendi bildiğim doğruları yazmaya devam ediyorum. Okur: Hocam! Bazı sosyetik zenginler lösemili hastalara yardımda bulunuyorlar. Bana göre bu yardımlar sadece gösterişten ibarettir. Bir yerde şahit oldum da ondan size yazdım. Yorumunuz nedir? Yazar: Vallahi yardım yardımdır. İster gösteriş olsun, ister sevap olsun. Ben o hastalara giden paraya bakarım. Para gidiyor mu? Gidiyor. O zaman sorun yok! Okur: Düşünceme denk, fikrime huzur veren birisine mail atacağım için çok mutluyum. Sizin gibi yazarlarla pek karşılaşmadık. Tiraj kaygısı yüzünden gerçekleri yazamıyorlar. Kötü adam ilan ediliyorlar. 'Binbir Gece Yalanı' başlıklı yazınızı okurken, sanki o kelimeler benim ağzımdan çıkmış gibiydi. Babamın dediği gibi, 'Hak bildiğin yolda gerekirse tek başına gitmesini bilmeli insan." Cesaretinizin ve gücünüzün sonsuz olmasını dilerim. Rumuz: Eray. Yazar: Amin! Ve Tolstoy'un sözü ile yazımızı noktalayalım. "İnanç hayatın kuvvetidir."