Yılbaşı gecesi
Aile eşrafı bir araya toplanmışız. Hem de Levent'in göbeğinde. Levent neresi mi? İstanbul. İstanbul neresi mi? Avrupa. Peki, aile eşrafı neden toplanmış? Yılbaşını ve bayramın ilk gününü bir arada geçirmek için. Yılbaşını bir arada geçirdik mi? "Nah!" geçirdik. Geçiremedik. Herkes bir süre sonra çil yavrusu gibi dağıldı. Pılını pırtısını toplayan evden kaçtı. Sonra evde 3 kişi kaldık. Ben, bizim hanım, hanımın anası. Sonra ne mi yaptık? Mum yaktık. Öyle romantik bir ortam olsun diye değil. Elektrikler kesildiği için. Bir süre sonra sıcacık ev, buzhane oldu. Kombiyi çalıştıracak elektrik yok. Kayınvalide yatmaya gitti. Uykusu geldiği için değil. Yorgan altında ısınmak için. Bizim hatun da ısınmak için battaniyenin altına sığınmış. Bana gelince Diz üstü bilgisayarımda bu yazıyı yazıyorum. Allah'tan güç göstergesi dolu. Sağımda bir mum yanıyor. Solumda bir mum yanıyor. Birde ekranın ışığı, klavyenin üstüne düşüyor. Yazımı öyle yazıyorum. Sonra patlayan havai fişeklerin ışığı, karanlık odamın içini aydınlatıyor. Anlıyorum ki, yeni yıla girmişiz. Kör karanlıkta yerimden kalkıp, hatunun yeni yılını kutlamak istedim. Ayağım sandalyeye takıldı ve yere düştüm. "Hay senin yeni yılına!" diyerek yerden kalktım. Bu sefer masanın üstünde yanan mumlardan birisini aldım. Bir de ne göreyim? Hatun, uzandığı yerde çoktan sızıp kalmış. Dışarıda patlayan havai fişek medeniyetiyle, bizi karanlıkta bırakan çağdışı kafaların gölgesinde bir yeni yıla girdik. Hem de hangi yüzyılda? 21'inci yüzyılda. Şimdi bana soracaklar. "Yılbaşında ne yaptın?" diye. Şimdi ben ne cevap vereceğim? "Karanlıkta oturmuş, patlayan havai fişekleri izledim mi diyeceğim?" Kim inanır? Kimse inanmaz. Tıpkı benim o geceye inanmadığım gibi. Yaşadıklarım şaka gibiydi; ama şaka değildi. Devlet yine yapacağını yaptı. Vatandaşını karanlıkta bıraktı. Ben, evde karanlıkta otururken; gökyüzü ise patlayan havai fişeklerden dolayı aydınlıktı. O gece anladım. Bu ülkede yaşamak şaka gibi. Nefes alıp vermemiz bile tesadüf. Bir İngiliz'in güzel bir sözü vardı: "Biz İngilizler tesadüfen ölüyoruz. Siz Türkler ise tesadüfen yaşıyorsunuz." Doğru. Bu sözün doğru olduğunu nereden mi anladım? Beni, 2007 senesin başında karanlıkta bırakan zihniyetten. Sonra uyumaya gittim. Öğle vakti uyandım. Hâlâ medeniyetin ışığı kesikti.