Sakatlık nerede? AnayasaMahkemesi, hükümetin hazırladığı yeni SosyalGüvenlikYasası'nı bazı yönlerden bozdu. Anayasa Mahkemesi, yeni yasayı, Emekli Sandığı'ndan emekli olanların (yani memurların) durumlarını daha da bozduğu gerekçesiyle iptal etti. Yani kazanılmış hakların altını çizdi. Bence bu hukukaçısından isabetli bir karardı.
***
Şimdi kamuoyunda bazı meslektaşlarımız Anayasa Mahkemesi'nin kararının "memurukayırıcı" bir karar olduğunu ileri sürüyorlar. Karşı çıkıyorlar. Ve şöyle diyorlar. Anayasa Mahkemesi üyeleri kendileri de memur oldukları için, kendi zümrelerini kayırmış ama SSK ve Bağ-Kur'lulara kulak asmamışlardır. Ben bu durumda dahi, Anayasa Mahkemesi'nin kararının yararlı olduğunu savunuyorum. Şöyle ki:
***
Hükümetin tasarısı, her üçü de açık veren SSK,EmekliSandığı ve Bağ-Kur sistemlerini birleştirerek, tekmil emeklileri en asgari düzeyde harmanlamayı içeriyordu. Yani, mevcut sistemde daha imtiyazlı görünen memur emeklilerinin sağlık ve sosyal güvenlik düzeyi, SSK hatta BağKur düzeyine indirilecekti. Böylece genel yıllık açığın bir miktar kapanması öngörülmekteydi.
***
Bizim arkadaşlarımız güzel söylüyorlar: Anayasa Mahkemesi, yeni yasanın getireceği emeklilik haklarında eşitlik prensibini gözardı etmiştir. Dışardan bakınca, eşitliği savunuyorlar ama savundukları şey, fakirlikteeşitliktir. Peki ya hükümet, yeni yasa ile bütünemeklileriEmekliSandığıemeklilikseviyesinegetirmeyiplanlasaydı, yani SSK ve Bağ-Kur'luların durumunu memurların seviyesine yaklaştırsaydı, acaba Anayasa Mahkemesi yasayı iptal eder miydi? Eşitliği savunurken, aşağıda eşitliği değil, yukarıda eşitliği savunmalıyız.