Bilirkişi kimdir?
Gene ilgimi çekti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, TCK'ya uyum tekliflerinin görüşüldüğü genel kurulda, milletvekillerinden gelen soruları cevaplarken, şunları söylüyor:
***
- Vicdanıyla, hassasiyetle karar veren bilirkişiler olduğu gibi, işini bilerek(!) rapor veren bilirkişiler de var. Bilirkişiler en üst düzeyde eğitim gören kişiler. Yolsuzluğun en önemli ayaklarından biri de budur. İşlem yapmaya kalkıldığında, bu benim kanaatimdir, denilip işin içinden çıkılıyor.
***
Sayın Bakan'a 1-2 hatırlatma yapmaya çalışayım. Bankacılık skandalı dönemi, gerek adalet mekanizmasının kullanılış biçimi, gerekse bilirkişi müessesinin ele alınışı açısından bir laboratuar işlevi gördü. Tanıklık ettik ki, sadece bilirkişilik kurumu değil, adaletin işleyişi de zaman zaman yozlaşabiliyordu. (Bkz: Alt mahkeme hükümlerinin yarıya yakınının Yargıtay'dan dönüşü gerçeği) 2 faktör var: Birincisi, genel yozlaşma, en kritik kurumlara bile sirayet edebiliyor. İkincisi, hukuk kültürünün zayıf olduğu şark toplumlarında, gerçek adaletin tesisi yerine, kamu öfke ve infiali ikame edilebiliyor. Buna bir de medyanın ebleh kanadının sırf pespaye bir popülizm uğruna kamu infial ve öfkesini hukukun üstünlüğüne tercih edebiliyor olmasını ekleyin.
***
Bir yargıç, medyaya ve kamuoyu baskısına direnebilir, direnmelidir de. Fakat bilirkişi bunu kolayından beceremez. Tam tersi, alet edilmesi veya taraf haline getirilmesi daha da kolaydır. Bilirkişinin sırtında yumurta küfesi yoktur. Hukuki ve vicdani sorumluluk küfesi, yargıcın sırtındadır.
***
O halde: Bir yargıcın bilirkişiye ihtiyacı, sadece ve sadece, şanzıman ile bujinin işlevlerinin (örneğin) tefrik edilmesinden doğar. Hepsi budur. Yalnızca tekniktir. Hukuk ve adaletin tesisi, yargıcın alanına girer. Bilirkişi raporu, yargıca yalnızca teknik bilgi arz eder. Kanaat veya yorum arz edemez. Teknik bilgiyi yorumlamak yargıcın işidir. Fakat Türkiye'de, çeşitli sebeplerle bilirkişi iradesi, hukukun iradesine dolaylı olarak veya zımnen müdahale edebilmektedir. Halihazırda adliyelerde yüz binlerce bilirkişi dosyasının dolaştığını, yargıçlar üzerindeki iş yükünün bilirkişi dosyalarına daha da ehemmiyet kazandırdığını göz önüne alırsak, mesele adalet sistemi içindeki en büyük sorun olarak karşımıza çıkar. Bir banka murakıbını, bir kimya mühendisini veya bir mali müşaviri yargıcın yerine koyan sistem, adalet sistemi olamaz. İlker Sarıer Bilirkişi kimdir?