Çocuklar ve oyun-2
İlk yazımızda da paylaştığımız gibi çocuğun gelişmesi ve kişilik kazanması için önce sevgi, sonra oyun gereklidir. Tek başına oyun: (1- 1.5 yaş) Çocuk çevresinde başka çocuk olup olmamasından etkilenmez. Diğer kişilerle sosyal iletişimi yoktur. Paralel oyun: (1.5- 2.5 yaş) Diğer çocuklarla aynı ortamda oynar, ancak oyunu bağımsız olarak sürdürür. Bu yaşta çocukların birbirleriyle sosyal iletişimleri azdır. Oyuncağı istemekten öte veya düşüncesini söylemekten öte ilişki kurmaz. Birlikte oyun: (2.5- 4 yaş) Çocuğun çevresine ilgisi artmıştır. 2-3 çocuk aynı oyunda yer alıp ve aynı materyali kullansa da herkes kendi oyununa devam etmektedir. Birlikte katılımlı, işbirlikçi oyun: (4-7 yaş) Çocuk işbirliği yapabilecek aşamaya geldiğinde iletişim kurarak grup oyunlarına katılır. Oyunun ortak bir amacı vardır. Buna göre roller paylaşılır. Çocuklar arasında gerçek bir sosyal iletişim vardır. Bu aşamada çocuklar tek kişi olmadıklarını kabul ederler ve oyuncaklarını, duygularını, düşüncelerini paylaşırlar. Çocuğun ikili üçlü oyunlardaki davranış biçimi ailede aldığı eğitimi yansıtır. Evde her istediği yapılan, bir dediği iki edilmeyen çocuklar başlangıçta diğerleriyle oyun oynamada zorlanırlar. Bencil davranabilir, paylaşımcı olamaz ve zora gelince büyüklere sığınırlar. Çocuklar oyunlarda büyüklerini taklit ederler. Taklit bilinçli bir benzeme ve benzetme çabasıdır. Ancak çocuk, yalnız büyüklerinden gördüğünü aktarmakla kalmaz, ona kendinden de katar. Çocuk kendi yaşantısını, üzüntülerini, kaygılarını, korkularını da oyuna yansıtır. Sıkıntılarını dışa vurur. Aynı zamanda gerçek dünya ile hayal dünyası arasında bağlantı kurar. Kendisine uygulanan cezaları hayal de olsa başkalarına uygular. Çocuklar birbirlerinin adını öğrenmeden oynamaya başlarlar. Oyun çocuların ortak dil ve anlaşma ortamıdır. Oyun bencil davranışları geri iter, saldırganlık dürtüsünü boşaltmasına yardımcı olur. Çocukları büyüyüp gelişmesinde sevgi ne kadar gerekliyse, oyunda o kadar önemli ve gereklidir.