Çöp yakmaya farklı bir bakış
Geçtiğimiz hafta çimento fabrikalarında çöp yakılmasına yönelik girişimleri ele almış, yanlışlıklarına dikkat çekmiştim. Çöplerin geri dönüşüm işiyle yakından ilgili olan bir okurumdan ilginç bir cevap geldi. Müsaade edersiniz sizinle paylaşmak istiyorum. "Kullanılmış araç lastiklerinin geri dönüşümü amacı ile kurulmuş yeni bir tesise sahibiz. Sahibi olduğumuz tesis, kullanılmış araç lastiklerinin mekanik kırma yolu ile hiçbir kimyasal ve ısısal işleme sokmadan geri dönüşümünü yapmakta ve geriye atılacak hiçbir şey kalmamaktadır. Bu geri dönüşüm, ülkemize milyonlarca dolar sağlayacak bir girişimdir. Geri kazanılan kauçuk granül, çelik, ve tekstil sektörlerinde hemen kullanıma başlanacak haldedir. Bu maddelerin ithalatına milyonlarca dolar ödemekte iken, bizim geri kazanımımız sayesinde ülke bazında yüzde 30 oranında kazanç sağlamak mümkündür. Hal böyle iken, bütün dünyada tartışılan lastiklerin çimento fabrikalarında yakılma izni, sadece ve sadece çimento üreticilerinin Çevre Bakanlığı'na yaptıkları baskılar karşısında alınmıştır. Bakanlığın dediklerine bakılırsa, katı atıkların yakılarak bertaraf edilmesi konusunda bir yönetmelik vardır. Ama bunu kim, nasıl denetler, nasıl ölçüm yapar, kriterler nelerdir? Muğlaktır. Ayrıca siz kullanılmış araç lastiklerinin geri dönüşümü ile ilgili bir yönetmelik hazırlayacaksınız, geri dönüşümü zorunlu kılacaksınız, ama arada bir madde ile bu lastiklerin yakılmasına izin vereceksiniz. Peki bu geri dönüşümün yapıldığını nasıl denetleyeceksiniz? Örneğin, getirilen her bir lastik için bir geri kazanım belgesi verilirse ve bu belgeye istinaden lastik üreticisi ve ithalatçısı bir sonraki yıl geri kazanım belgesi karşılığında ithalat ve üretim yapacaktır. Bunların yakılacağını düşünürsek, geri kazanım belgesine konu olan lastiklerin gerçekten toplandığını nasıl kontrol edebilirsiniz? Gittiniz çimento fabrikasına, 'Topladığın ve belge verdiğin lastikler nerede?' dediniz. Cevap olarak 'Yandı, bitti, kül oldu' diyeceklerdir. Şimdi olayın kötü yönünden bakarsak -Ki Türkiye'de iyi tarafından bakmak saflık olur- benim bir belgeye ihtiyacım var ve gittim bir çimento fabrikasına. 'Al sana şu kadar para, bana 300 bin lastik toplama belgesi ver' dedim. Sonra da 'Yaktım' dedim. Nasıl olsa takibi mümkün değil. Diğer taraftan, ben bir geri dönüşüm tesisi olarak, devlete KDV'si bitmiş hurdaya çıkmış bir malzemeden milyon dolarlık KDV'yi geri kazandırıyorum. Hurda çelik üreterek, ithalat için ödenen dövizi yurt içinde tutuyorum. İstihdam sağlıyorum. Çok yüksek oranda vergi üretiyorum. Enerji kullanarak buradan devlete gelir kazandırıyorum. Yatırım yapıyorum . Bütün bunlara, 'Dur' diyorsunuz. 'Yapma. Biz bunu yakalım. Yok edelim.' Halbuki geri kazanımı mümkün olan bir değeri yakarak yok etmenin ülkeye menfaati yoktur. Çimento üreticilerinin söylediği, lastiklerin çimento fabrikalarında yakılarak yok edilmesi doğrudur. Ancak, yüzlerce olumlu şartın ve teknik özelliğin bir arada bulunma mecburiyeti vardır. Bunlar Türkiye'deki çimento fabrikalarında var mıdır? Lastik yakmak, ancak çok çok optimum değerlerde yapılır. Çimento fabrikasına en yakın yerleşim yeri 70 mil uzakta olmalıdır. 2 yıllık test yakımları her ay yapılan olağan, ara sıra da yapılan şok baskınlarla elde edilecek emisyon değerlerinin kontrol edilmesi ile mümkündür. Türkiye'de bunu yapacak bir kurum var mıdır? İzin verilen çimento fabrikalarının bazıları İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in göbeğindedir. Dünyada hiçbir kuruluşa bu lokasyonlarla izin verilmemektedir."