DİSK'in teslimiyeti ve demokrasi
Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ ile sohbet ederken, lâf döndü dolaştı 12 Eylül'e geldi. Tekdağ, Kenan Evren'in anılarından bir olayı nakletti. Evren, en büyük endişeyi, DİSK üyelerini tutuklarken duymuş. Öyle ya DİSK, faşizme karşı demokratik direniş platformunu oluşturmuş bir örgüt. Milli Güvenlik Konseyi üyeleri, DİSK'li sendikacıların tıpış tıpış gidip kendi ayaklarıyla teslim olacaklarını hiç akıllarına getirmemek bir yana, orada burada, olayların patlak verebileceği korkusunu da yaşamışlar. Ama ne gezer... Sıkıyönetim komutanlıklarının önünde teslim olmaya gelen DİSK üyeleri büyük kuyruklar oluşturmuş. Hatta, "Bugün gidin, yarın gelirsiniz; çok yoğunluk var" denilmesine rağmen, kimse, yerinden kıpırdanmamış; herkes saatlerce bekleyip, sonunda teslim olmuş. Evren'in bu anısı, Türk demokrasisinin büyük bir sorununa parmak basıyor. DİSK gibi dişli bir sivil toplum örgütünün, güçlü bir sendikanın üyeleri dahi, eyleme geçemiyorlar. Anayasa Mahkemesi üyelerinin, darbe yapan komutanları tebrik kuyruğuna girdiğini biliyordum ama, doğrusu DİSK mensuplarının böyle bir teslimiyet duygusu içinde hareket ettiğinin farkına varamamıştım. Gidip sandığa oy kullanmakla, vatandaşın işi bitmiyor. Herkes oyunun takipçisi ve demokrasinin muhafızı olmalı. Henüz millet olarak bu mertebeye gelemedik.