Türkan Saylan şoke oldu! Çağdaş Eğitimi Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan, 17. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan karar yüzünden "şoke" olmuş. "İmam hatipli doktor, imam hatipli mühendis, imam hatipli hukukçu mu olacak? Biz bunu Avrupa Birliği'ne nasıl izah ederiz?" diye soruyordu Haber Türk ekranında Gülgün Feyman'a. Oysa, Avrupalı bunu pekâlâ anlıyor. Batı kafasına, ne imam hatipli başbakan, ne de imam hatipli cumhurbaşkanı ters düşüyor. Bunu anlamayanlar, bizdeki zevat. Zaten 28 Şubat'a kadar katsayı uygulaması falan yoktu. İmam hatip mezunları ve diğer meslek liseliler, her üniversiteye giriyorlardı. Bu kolaylığı da sağlayan 12 Mart darbesi oldu. 14.6.1973 tarihli, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, meslek okullarını lise statüsüne kavuşturdu. Erkek ve kız sanat okulları, öğretmen okulları, imam hatip okulları, genel liselerin edebiyat kollarına denklik kazandılar. "Okul" adı da "lise"ye dönüştürüldü. Kanunun 32. maddesine, imam hatipler için şu özel hüküm konuldu: "İmam hatipler... hem mesleğe, hem YÜKSEK ÖĞRENİME hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır." Bu kanundan önce imam hatip mezunları gene üniversite imtihanına girebiliyorlardı ama, o zaman, 6 tane dersten denklik vermeleri gerekiyordu. Buna mukabil, imtihanı kazanınca, katsayı engeline takılmıyorlardı. 1973 yılında, diğer okullarla müfredat uyumu sağlandığı için, her mezun, ayrıca denklik imtihanına lüzum kalmadan Öğrenci Seçme Sınavı'nı kazandığı takdirde, üniversitelere girme hakkını elde etti. 28 Şubat'ta, "kesintisiz" eğitime geçilerek imam hatiplerin orta kısımları kapatıldı. Ayrıca, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi aynen muhafaza edilmekle birlikte, yönetmelik çıkartılarak, "İmam hatipler, kendi dallarıyla ilgili olmak şartıyla yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygularlar" denildi. Böylece İlâhiyat Fakültesi dışında, farklı bir dalda okumak isteyen imam hatiplinin katsayı ile önü kesildi. Gelişmeleri bilmeden, Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararları, çalakalem eleştirmek olmaz. Bugünkü iktidar sadece, 28 Şubat öncesindeki uygulamaya kısmen geri dönmek istiyor.
Çağdaş Eğitimi Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan, 17. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan karar yüzünden "şoke" olmuş. "İmam hatipli doktor, imam hatipli mühendis, imam hatipli hukukçu mu olacak? Biz bunu Avrupa Birliği'ne nasıl izah ederiz?" diye soruyordu Haber Türk ekranında Gülgün Feyman'a. Oysa, Avrupalı bunu pekâlâ anlıyor. Batı kafasına, ne imam hatipli başbakan, ne de imam hatipli cumhurbaşkanı ters düşüyor. Bunu anlamayanlar, bizdeki zevat. Zaten 28 Şubat'a kadar katsayı uygulaması falan yoktu. İmam hatip mezunları ve diğer meslek liseliler, her üniversiteye giriyorlardı. Bu kolaylığı da sağlayan 12 Mart darbesi oldu. 14.6.1973 tarihli, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, meslek okullarını lise statüsüne kavuşturdu. Erkek ve kız sanat okulları, öğretmen okulları, imam hatip okulları, genel liselerin edebiyat kollarına denklik kazandılar. "Okul" adı da "lise"ye dönüştürüldü. Kanunun 32. maddesine, imam hatipler için şu özel hüküm konuldu: "İmam hatipler... hem mesleğe, hem YÜKSEK ÖĞRENİME hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır." Bu kanundan önce imam hatip mezunları gene üniversite imtihanına girebiliyorlardı ama, o zaman, 6 tane dersten denklik vermeleri gerekiyordu. Buna mukabil, imtihanı kazanınca, katsayı engeline takılmıyorlardı. 1973 yılında, diğer okullarla müfredat uyumu sağlandığı için, her mezun, ayrıca denklik imtihanına lüzum kalmadan Öğrenci Seçme Sınavı'nı kazandığı takdirde, üniversitelere girme hakkını elde etti. 28 Şubat'ta, "kesintisiz" eğitime geçilerek imam hatiplerin orta kısımları kapatıldı. Ayrıca, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi aynen muhafaza edilmekle birlikte, yönetmelik çıkartılarak, "İmam hatipler, kendi dallarıyla ilgili olmak şartıyla yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygularlar" denildi. Böylece İlâhiyat Fakültesi dışında, farklı bir dalda okumak isteyen imam hatiplinin katsayı ile önü kesildi. Gelişmeleri bilmeden, Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararları, çalakalem eleştirmek olmaz. Bugünkü iktidar sadece, 28 Şubat öncesindeki uygulamaya kısmen geri dönmek istiyor.
